İsrail'in Saldırılarında Hayatını Kaybedenlerin Sayısı 17 Bin 177’ye Yükseldi

Abluka altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki hastanelerin hizmet dışı olduğu bildirilirken; İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 17 bin 177’ye yükseldi.

Dünyadan gelen ateşkes çağrılarına rağmen İsrail, Gazze Şeridi’ndeki saldırılarını sürdürüyor. Gazze Şeridi’nin kuzeyinin yanı sıra güneyindeki Han Yunus'a kara saldırısı başlatan İsrail ordusu, bölgeye yönelik hava saldırılarını da artırdı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, Gazze Şeridi'ndeki hastanelerin durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Kudra açıklamada, "Gazze'nin kuzeyindeki hastaneler hizmet dışı ve Şifa Hastanesinin bir kısmını işletmekte zorluklarla karşı karşıyayız." ifadelerine yer verdi.

Gazze Şeridi'ndeki hastaneleri işletme konusundaki girişimlerine tüm zorluklara rağmen devam edeceklerini aktaran Kudra, Han Yunus'taki Nasır Hastanesinin bine yakın yaralıyla dolu olduğunu ve yaralıların yerlerde yattığını kaydetti.

Hayatını kaybedenlerin sayısı 17 bin 177’ye yükseldi

İsrail'in saldırılarında son iki günde 930 Filistinlinin öldürüldüğü bilgisini veren Kudra, son 24 saatte de 350 cansız beden ile 900 yaralının hastanelere sevk edildiğini aktardı.

Kudra, 7 Ekim'den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 17 bin 177'ye ve saldırılarda yaralananların sayısının ise 46 bine çıktığını belirtti.

Filistinli yetkili, İsrail güçlerinin kasıtlı şekilde ambulansları ve sivil savunma ekiplerini hedef aldığına dikkati çekti.

İsrail güçlerinin Şifa Hastanesi Genel Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye başta olmak üzere 36 sağlık personelini hala alıkoyduğunu kaydeden Kudra, ayrıca El-Ehli Baptist Hastanesi'nin sağlık hizmeti veremez hale geldiğini aktardı.

Kudra, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde sağlık hizmeti veren merkezlerin boşaltılmasının yaralıların sağlığı açısından felaket boyutta yansımaları olacağını ifade etti.

Şifa Hastanesi'nin herhangi bir kısmının yeniden faaliyet geçirilmesi konusunda ısrarlı şekilde mücadele ettiklerini aktaran Kudra, hastanenin yeniden çalışmaya başlaması konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya olduklarını, uluslararası kurumların desteğine ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

Kudra, "Gazze'deki hastanelerin doluluk oranı yüzde 206'ya ulaştı." dedi.

Filistinli yetkili, saldırılarda yaralananların yüzde birinden de azının ancak bölge dışına tedavi amacıyla Refah Sınır Kapısından çıkabildiğini söyledi.

Kudra, aralıksız devam eden bombardıman ve iletişim hatlarının kesilmesi nedeniyle can kayıpları ve yaralıların hesabında zorlandıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.