İsrail'in 231 Gündür Saldırılarını Sürdürdüğü Gazze'de Can Kaybı 35 Bin 857'ye Çıktı

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 57 artarak 35 bin 857'ye yükseldi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 231 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.

İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 6 katliam gerçekleştirdiği ve bu saldırılarda 57 Filistinlinin daha yaşamını yitirdiği, 93 Filistinlinin de yaralandığı belirtildi.

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun son 10 günde düzenlediği saldırılarda 684 Filistinlinin hayatını kaybettiği 1232 Filistinlinin de yaralandığı ifade edildi.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 35 bin 857'ye, yaralı sayısının 80 bin 293'e yükseldiği kaydedildi.

Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.

İsrail ordusunun Refah kentine yönelik saldırısında çok sayıda Filistinli yaralandı

UAD'nin İsrail hakkındaki yeni tedbir kararlarını açıklamasından kısa bir süre sonra İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Refah kentinin merkezindeki birçok bölgeyi yoğun bir şekilde bombaladı.

İsrail ordusunun tarım arazilerini ve boşaltılmış binaları hedef alan bombardımanında çok sayıda Filistinli yaralandı.

Yaralanan Filistinliler Refah'taki Kuveyt Hastanesi'ne getirildi.

İsrail ordusunun şiddetli bombardımanının ardından Refah kentinin üzerinde siyah bulutlar görüldü.

Bölge sakinleri, İsrail ordusunun başlattığı yoğun saldırılardan endişe ve korku duyduklarını söyledi.

Sağlık ve sivil savunma ekipleri bombardımanın ardından yaralılara ulaşmak için Refah merkezindeki çalışmalarını sürdürüyor.

İsrail, Refah’ta "sivil nüfusun yok olmasına yol açan saldırılar yapmadığını" savundu

İsrail Başbakanlığı X sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Ulusal Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ortak açıklamasına yer verildi.

Güney Afrika'nın İsrail'e yönelik soykırım suçlamasının “yanlış” olduğu öne sürülen açıklamada, “İsrail’in Refah’ta Filistinli sivil nüfusun kısmen veya tamamen yok olmasına yol açabilecek yaşam koşulları oluşturan askeri saldırılar yapmadığı ve yapmayacağı” iddia edildi.

Açıklamada, 7 Ekim’den bu yana halkı aç ve susuz bırakarak yardımları engelleyen İsrail’in Gazze’de “insani yardımın girmesine izin vermek için çabalarını sürdüreceği” de öne sürüldü.

Uluslararası Adalet Divanı, yeni tedbir kararlarında, İsrail’in Refah’a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak BM görevlilerinin Gazze’ye girişine izin vermesine hükmetmişti.

UAD’nin açıklamasında, “İsrail, Filistinlilerin kısmen dahi yok olmasına yol açabilecek yaşam koşullarına sebep veren askeri saldırılarını ve tüm eylemleri derhal durdurmalıdır.” ifadelerine yer verilmişti.

İsrail Han Yunus'ta "güvenli" dediği bölgeyi bombaladı, 5 Filistinli yaralandı

Gazze Sivil Savunma Tedarik ve Ekipman Müdürü Muhammed el-Mugayyir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail savaş uçaklarının, El-Mevasi bölgesinde "güvenli" olduğunu iddia ettiği bölgeye saldırı düzenlediğini belirtti.

Saldırıda 5 Filistinlinin yaralandığını kaydeden Mugayyir, "İşgalcilerin göçe zorladığı Filistinlilere 'güvenli olduğunu' söylediği bölgeye düzenlediği bu saldırı, yerinden edilen insanların çadırlarının yanmasına neden oldu." dedi.

İsrail'in Gazze'de yerinden edilen sivillere düzenlediği saldırılara dikkati çeken Mugayyir, "İsrail'in, zorla yerinden ettiği insanları hedef alması, uluslararası kararları ve hukuku hiçe sayması soykırım savaşı içinde yeni bir suçtur." ifadesini kullandı.

Mugayyir, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Gazze'de sivillerin korunması için hızla ciddi adımlar atması ve İsrail'in uluslararası hukuku ihlal etmesine ve uluslararası meşruiyet kararlarını hiçe saymasına son vermesi çağrısında bulundu.

İsrail ordusu, Refah'ın doğusuna kara saldırıları başlatmadan önce bölge halkına, "güvenli olduğunu" iddia ettiği El-Mevasi'ye gitmeleri çağrısında bulunmuştu.

İsrail, 6 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah'ın doğusundaki bazı mahallelerin boşaltılmasını istemiş, 7 Mayıs sabahı da Gazze'nin Refah bölgesine kara saldırısı başlatarak Mısır ile olan sınır kapısının Gazze tarafını ele geçirdiğini duyurmuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.