İsrail'in Batı Şeria'nın Kuzeyine Başlattığı Saldırılar 100 Gündür Devam Ediyor

İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde kent ve mülteci kamplarına 100 gündür sürdürdüğü saldırılarda büyük yıkım gerçekleştirdi, onlarca Filistinliyi öldürdü ve binlercesini göçe zorladı.

Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak'ta yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak'ta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlattı.

Saldırılarını Tulkerim kenti ve kampı ile Nur Şems Mülteci Kampı'nı da kapsayacak şekilde genişleten İsrail ordusunun saldırılarında 52 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin Esirler Cemiyeti verilerine göre, İsrail ordusu 21 Ocak'tan bu yana Cenin'de 600, Tulkerim'de ise 260 Filistinliyi gözaltına aldı.

Bölge sakinlerinin göçe zorlandığı saldırılarda İsrail ordusu sivil binaları da havaya uçurdu.

Uzmanlar, İsrail ordusunun ev yıkımlarıyla Filistin mülteci kamplarının yapısını değiştirmeyi hedeflediği görüşünde.

İSRAİL İLK OLARAK CENİN'İ HEDEF ALDI

İsrail ordusunun bölgeye saldırıları 21 Ocak'ta insansız hava araçlarıyla Cenin'de sivil yerleşim yerlerini hedef almasıyla başladı.

İki gün süren saldırılarda 12 Filistinli öldü, yaklaşık 40 kişi de yaralandı.

İsrail ordusu Cenin'de başlattığı saldırıları çevre kent ve bölgeleri de kapsayacak şekilde genişletti, uyguladığı kuşatma ile Cenin Mülteci Kampı'na girişe engel oldu.

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail'in Cenin'i hedef alan saldırılarında 39 Filistinli öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Cenin kampında İsrail'in saldırıları ve yıkım politikası uygulaması sonucu tüm evler, yapılar kısmen veya tamamen zarar gördü.

Cenin Belediyesi, İsrail ordusunun Cenin kentinde 15 binayı yıktığını, 800 evin de zarar gördüğünü açıkladı.

Kentteki zararın büyük çoğunluğu Doğu ve el-Hedef mahallelerinde yoğunlaştı.

İSRAİL, GAZZE'DE BAŞLATTIĞI SOYKIRIMI BATI ŞERİA'DA DA UYGULUYOR

Gözlemciler, İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'de başlattığı soykırımı Batı Şeria'da da uyguladığını ifade ediyor.

Bölge sakinleri de Cenin kampında 21 Şubat'ta 21 evin İsrail ordusunca yıkıldığını belirtiyor.

Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde "kentsel imha" olarak tanımlanan, Gazze'de de uygulanan ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini, topraklarına ve evlerine dönmesinin engellenmesini kapsayan bir politikayı uyguladığını duyurdu.

Ayrıca İsrail ordusunun Cenin kampında yollar açarak kampı kare şeklindeki parsellere böldüğü aktarılıyor.

Filistinli uzmanlar, İsrail ordusunun bu uygulamasının Gazze Şeridi'nde yaptığı, Gazze'nin kuzeyi ile güneyini bölen Netzarim Koridoru'nun bir "kopyası" olduğunu belirtiyor.

İsrail ordusu, 2002'den bu yana ilk kez Cenin kenti ve kampına 23 Şubat'ta tanklarla baskın düzenledi.

Ayrıca 23 Nisan'da İsrail ordusu tüm girişleri toprak bariyerle kapatılan Cenin kampının tüm girişlerine demir kapılar yerleştirdi.

Filistinliler ise İsrail'in bu uygulamayı Cenin kampını, Cenin kentinden ayırmak için yaptığını ifade ediyor.

İsrail'in saldırıları sebebiyle Filistinli aileler kamptan göçe zorlanıyor.

Cenin Belediyesi verilerine göre, Cenin kenti ve kampından yerinden edilen Filistinlilerin sayısı 22 bini geçti.

İSRAİL SALDIRILARI GENİŞLETEREK TULKERİM VE NUR ŞEMS MÜLTECİ KAMPI'NA TAŞIDI

İsrail ordusu Cenin kenti ve kampı ile başlattığı saldırılarını 27 Ocak'ta Tulkerim kentini, 9 Şubat'ta da Nur Şems Mülteci Kampı'nı kapsayacak şekilde genişletti.

Resmi verilere göre, İsrail ordusu Tulkerim ile Nur Şems Kampını hedef alan saldırında aralarında biri hamile 2 kadın ile bir çocuğun bulunuduğu 13 Filistinliyi öldürdü, çok sayıda kişiyi de yaraladı.

Tulkerim Valiliği verilerine göre, İsrail saldırıları sebebiyle 25 binden fazla kişinin yaşadığı Tulkerim ve Nur Şems kamplarından 4 bin 200'den fazla Filistinli aile yerinden edildi.

Ayrıca İsrail ordusunun Tulkerim kentinin kuzey ve doğu bölgelerinde yüzlerce kişinin evlerine el koyması ve birçoğunu askeri kışlaya dönüştürmesi sebebiyle çok sayıda kişi göçe zorlandı.

Görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre, İsrail saldırılarında altyapı, evler, işletmeler ve araçlarda büyük hasar meydana geldi.

İsrail askerleri, bölgedeki evleri kısmen veya tamamen yıkmaya girişti, ateşe verdi ve yağmaladı.

Nur Şems Mülteci Kampı Halk Komitesi Başkanı Nihad Çavuş, İsrail askerlerinin, göçe zorlandığı için eşyalarını yanında götüremeyen Filistinlilerin evlerini soyduğunu söyledi.

Resmi verilere göre, İsrail ordusu, Tulkerim ve Nur Şems kamplarında 396 evi tamamen, 2 bin 573 evi ise kısmen yıktı. Kampların girişini ve sokakları toprak bariyerlerle kapattı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 21 Şubat'ta, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ardından Tulkerim kampına baskın düzenleyerek bir eve girdi.

İsrail devlet televizyonu da İsrailli subayların eşliğinde Netanyahu'nun Tulkerim kampında bir Filistinlinin evine girdiği bir fotoğrafı yayımladı.

İSRAİL ORDUSU, FARİA MÜLTECİ KAMPI VE TAMUN BELDESİNE BASKIN DÜZENLEDİ

Saldırıların şiddetini ve kapsamını günden güne artıran İsrail ordusu, 2 Şubat'ta Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tamun beldesi ile Tubas'a bağlı Faria Mülteci Kampı'na baskınlar düzenledi.

İsrail ordusu Tamun beldesinden 7, Faria kampından ise 10 gün sonra çekildi.

Ayrıca İsrail ordusunun "Eitan" tipi zırhlı personel taşıyıcıları ilk kez Tamun beldesindeki saldırılarda kullandığı gözlemlendi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim 2023'ten beri İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 171'i çocuk olmak üzere 958 Filistinli hayatını kaybetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.