İsrail Filistin’e Tuzak Kuruyor!

İşgalci İsrail devleti, Ocak ayında ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin bölgeye ziyaretinden kısa bir süre sonra Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 1400 Yahudi yerleşim birimi daha inşa etmek için harekete geçmiş fakat bu karar uygulanmamıştı. ABD’nin İsrail ve Filistin arasında arabuluculuk yapmasıyla başlayan görüşmeler de sonuç vermeyince Netanyahu hükümeti tam da Filistin'de ulusal birlik hükümetinin kurulduğu bir dönemde İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim birimleri inşa etme kararı alması, Filistin’de yeni kurulan ulusal birlik hükümetine yönelik misilleme çabası olarak yorumlanıyor.

İsrail İskan Bakanlığı, yeni konutların Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te inşa edileceğini duyurdu. Bakanlık bunun yeni Filistin hükümetine yönelik bir tepki olduğunu da açıkça ifade etti.

Filistin yönetimi ise, İsrail'in bu kararla gerginliği tırmandırdığını belirtti. Filistinliler, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri inşaatını kurmayı planladıkları devletin önündeki en büyük engel olarak görüyor.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı yazılı açıklamada; Filistin'de ulusal birlik hükümetinin kurulduğu bir dönemde İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşim birimleri inşa etme kararı almasını kınadı.

filisti_1

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’da "yeni yasa dışı yerleşim birimleri" inşa etme kararı kınanarak, İsrail'in uluslararası hukukun açık ihlalini teşkil eden ve iki devletli çözüm vizyonuna zarar veren yerleşim faaliyetlerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Filistin’de ulusal birlik hükümetinin kurulmasıyla bölgede adil ve yaşayabilir bir barışın tesisi için elzem olan Filistin birliğinin sağlanması doğrultusunda önemli bir adım atıldığı bu dönemde, İsrail’in Filistin topraklarında yeni yerleşimler kurmaya devam etmesi, bu ülkenin adil ve kalıcı barışın sağlanmasına yönelik samimiyetinin sorgulanmasına yol açmaktadır. İsrail, uluslararası toplumun tüm uyarılarının aksine ısrarla sürdürdüğü bu tutuma bir an önce son vermelidir."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.