İnkar Ne Demek?

İnkar nedir, ne anlama gelir? İnkar kelimesinin sözlük anlamı nedir? İnkar kelimesi ile ilgili cümleler.

İnkâr, “kabul ve tasdik etmeme, tanımama” demektir.

İNKAR NEDİR?

İnkâr sözlükte, “yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklama, gizleme, yadsıma” anlamlarına gelir.

İnkâr kelimesinin karşıtı, “ikrar”dır.

İnkâr, İslam’da “din adına tebliğ ettiği konularda peygamberi tasdik etmemek, onaylamamak” anlamında bir terimdir.

İNKAR KELİMESİ İLE İLGİLİ CÜMLELER

Onların Allah yolundan sapmalarının sebebi, önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. (Münâfikûn, 63/3.)

***

Andolsun ki biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları fâsıklardan başkası inkâr etmez. (Bakara, 2/99; Yûnus, 10/33; Mâide, 5/81.)

***

Karşı taraftan dahi Sivâsî ve İsmâil Efendi evliyâyı ve tarîkatı inkâr eder, dinsiz ve zındıktır deyü dil uzatırlardı. (Kâtip Çelebi’den Seç.)

***

Bu yolda vâdî-i inkâra gitmek nâ-revâdır hep. (Leskofçalı Gālib)

***

Berikilere gelince onlar inkârın kolaylığında çürüyüp gidiyorlardı. (Târık Buğra)

***

Kanda bulur Hakk’ı inkâr eyleyen bu Mısrî’yi / Zâhir olmuşken yüzünde nûr-ı zât-ı kibriyâ. (Niyâzî-i Mısrî). Seni inkâr eden zavallı ağız. (Cenap Şahâbeddin)

***

Bu dediklerimi ret ve inkâr edecek kimse çıkamaz. (Burhan Felek)

***

İnkarcılara benzemekten şiddetle sakınması gereken bir Müslüman için, benzeşme ve yakınlaşmanın en tehlikelisi ise kalbî yakınlıktır. (Cafer Durmuş)

İslam ve İhsan

İNKÂR VE TASDİK BAKIMINDAN İNSANLAR

İnkâr ve Tasdik Bakımından İnsanlar

ALLAH’I İNKAR EDENLERİN SONU

Allah’ı İnkar Edenlerin Sonu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.