Yeniden Yaratılışı İnkâr Edenlere Cevap

Haşri, mahşer günü yeniden dirilişi inkar edenlere Kuran'ı Kerim Kıyâmet suresi 3. ve 4. ayetlerinde cevap veriyor...

Kış boyunca kupkuru ve simsiyah olan topraklar, bahar vaktinde sayısız tohumların birden filizlenmesi ve yerden fışkırması ile baştan sona yeşerir ve rengârenk çiçeklerle dolar.

Ayrıca;

Uyku da ibretli bir hâdisedir. İnsan uyuyunca sanki ölmüş vaziyettedir. O vaziyette nice rüyalar ve nice hâller vardır. Her uykunun sonu uyanıp kalkıştır. Yani uyku, âdetâ her gün ölmenin ve dirilmenin bir tatbikatıdır.

Dolayısıyla;

Her baharda bu manzarayı gören ve her uykudan sonra uyandığında âdetâ diriliş yaşayan bir insan, Cenâb-ı Hakk’ın bütün insanları yeniden yaratmaya kādir olduğundan nasıl şüphe eder?!.

HAŞRİ İNKÂR EDENLERE CEVAP VEREN AYET

Yine Cenâb-ı Hak, kevnî âyetlerini parmak uçlarıyla da anlatır. Haşri inkâr edenlerin;

“–Toprak olmuş, ufalanmış toza dönmüş kemikler nasıl dirilecek?” diye ahmakça sormaları üzerine Cenâb-ı Hak;

“İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır?

Evet, Bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski hâline getirmeye gücümüz yeter!” (el-Kıyâmet, 3-4)

Hazret-i Âdem’den son insana kadar her şahsın 2 santimetrekarelik parmak izleri birbirinden farklıdır ve eşsizdir. Hiçbiri diğerinin aynısı değildir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Aralık, Sayı: 226

İslam ve İhsan

İNSANIN YARATILIŞINI AŞAMA AŞAMA ANLATAN AYET

İnsanın Yaratılışını Aşama Aşama Anlatan Ayet

HAŞR NE DEMEK?

Haşr Ne Demek?

HAŞR SURESİNİN MEALİ

Haşr Suresinin Meali

HAŞR VE AHİRETTE HESAP NASIL OLACAK?

Haşr ve Ahirette Hesap Nasıl Olacak?

HESAP GÜNÜ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Hesap Günü İle İlgili Ayet ve Hadisler

HAŞR VE MAHŞER NEDİR?

Haşr ve Mahşer Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.