Hırka-i Saadet'in Korunduğu Oda 5 Asırlık Gelenekle Temizlendi

Kutsal Emanetler'in 1517'de İstanbul'a getirilmesiyle başlayarak yüzyıllardır süren, Hz. Muhammed'e (s.a.s.) ait Hırka-i Saadet, Sancak-ı Şerif ve sancak aleminin bulunduğu Hırka-i Saadet Dairesi'nin temizliği yapıldı.

Has Oda olarak isimlendirilen Topkapı Sarayı'ndaki hırka, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (s.a.s.) günümüze ulaşan iki hırkasından biri olarak biliniyor.

"Hırka-i Saadet" olarak adlandırılan, İslam Peygamberi'nin hırkasının korunduğu odanın Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ramazan ayında yapılan temizliğine padişahlar da nezaret ediyordu. O dönem destimal törenlerinin de düzenlendiği özel odanın temizliği günümüzde Milli Saraylar'a bağlı, alanında uzman ekip tarafından özenle yapılıyor.

Milli Saraylar Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, Has Oda, Hırka-i Saadet ve 5 asrı aşkın bir süredir titizlikle sürdürülen temizlik çalışmalarını ve ritüellerini anlattı.

HAS ODA, HIRKA-İ SAADET DAİRESİ YAPILDI

Has Oda'nın İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet ve 2. Bayezid tarafından kullanıldığını belirten Kocaman, Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi ile Mukaddes Emanetler payitahta getirilerek odanın bu eserlere tahsis edildiğini söyledi.

Kocaman, "Yavuz Sultan Selim, Mukaddes Emanetler ile buraya geldiğinde buraya 40 hafız istiyor. Hatta '39 hafız gelsin, bir hafız da ben olacağım.' diyor. O günden bugüne kadar burada 24 saat Kur'an-ı Kerim okunuyor." dedi.

Odadaki çini ve kubbenin geleneksel Osmanlı mimarisini yansıttığını ifade eden Kocaman, Mukaddes Emanetler'in getirilmesinin ardından çiniler üzerine hırkanın hediye edildiği Ka'b bin Züheyr'in Peygamber (s.a.s.) Efendimiz için okuduğu Kaside-i Bürde şiirinin yazıldığını, hemen üzerinde Fetih Suresi'nin, tavanda ise Ahzab Suresi'nden ayetlerin yer aldığını dile getirdi.

TOZLAR KUYUYA DÖKÜLÜYOR

İlhan Kocaman, Hırka-i Saadet'in korunduğu odanın Osmanlı döneminde nasıl temizlendiğini ise şöyle anlattı:

"Oda üç haftada bir açılır, temizliği yapılır ve bunun bir geleneği vardır. Özellikle ramazan ayının 15'inde yapılan temizliğe padişah da katılır. Buna 'Pars' deniliyor. Oda açılır, hırka açılır. Gül suyu ile temizliği yapılır. Mekan silinip süpürülür. Mekanda kullanılan temizlik araçları kolay kolay değiştirilmez. Buradan çıkan tozlar dışarıya atılmaz. Gelenek olarak kapıda açılan bir kuyu vardır ve o kuyuya dökülür. Mekanın tozu dışarıya dökülmüyor. Bu, ecdadın emanetlere olan bir saygısının göstergesidir. Bugün odanın temizliğini de Milli Saraylara bağlı bakım ve konservasyon ekibinden profesyonel obje ve çini temizleme uzmanları tarafından yapılıyor."

PADİŞAHLAR DA TÖRENLERE KATILIYORDU

Padişahların da Has Oda'daki törenlere katıldığını belirten Kocaman, "Kaynaklarda, Sultan Mehmed Reşad'ın Peygamberimizin kılıcını omuzuna asarak temizlik çalışmalarına katıldığını görüyoruz. Diğer padişahların da aynı uygulamaları yaptıklarını görüyoruz. Önemli, değerli bir eser varsa buraya getirilirdi. Müslümanlar için en kutsal mekan olan Kabe'nin örtülerini duvarlarda görebiliyoruz. Kabe'de örtüler değiştirilirken eskiyen örtüler İstanbul'a getiriliyor ve burada duvarlara asılıyor ve belli yerlerde muhafaza ediliyordu" diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

KUTSAL EMANETLER NEDİR?

Kutsal Emanetler Nedir?

KUTSAL EMANETLER İSTANBUL’A NE ZAMAN GETİRİLDİ?

Kutsal Emanetler İstanbul’a Ne Zaman Getirildi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.