Hikmetli Nasihatler

Musa Topbaş Efendi’nin İslam Kahramanları 1 eserinde, Hz. Ali’den (r.a.) naklettiği hikmet dolu söz ve nasihatler...

Hz. Ali’den (r.a.) nakledilen hikmet dolu söz ve nasihatlerinden bir demet…

HİKMETLİ NASİHATLER

Hamd, varlıkları yoktan var eden, gecenin içinden gündüzleri çıkaran, ölüleri, mezarlarından kaldırıp dirilten Allah’a mahsustur.

Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Yine ben şehâdet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür.

Kulu Kurtaracak Olan En Üstün Vesileler

Allah’a muhalefetten sakınınız, kulu kurtaracak olan en üstün vesileler, iman, Allah yolunda cihad, insanın tabiatında mevcud olan samimiyet, dinin direği olan namazı kılmak, Allah’ın farz kıldığı zekatı vermek, Allah’ın azabına kalkan olan Ramazan orucunu tutmak, fakirliği gideren ve günâhları döken haccı îfâ etmek, serveti bollaştıran, ömrü uzatan ve dostların sevgisini kazandıran akrabayı ziyaret etmek, hataları silen, Allah’ın gadabına mani olan, gizli verilen sadaka ve fenâ bir şekilde zuhûr edecek ölüme engel olan ve korkudan koruyan iyiliktir.

Allah’ın Va’di, Va’dlerin En Doğrusudur

Allah’ı devamlı zikrediniz. Çünkü zikirlerin en güzeli Allah’ı zikretmektir. Müttakîlere vadedilenleri isteyiniz. Çünkü Allah’ın va’di, va’dlerin en doğrusudur. Peygamberimizin yolundan gidiniz. Çünkü o, yolların en efdalidir. O’nun sünnetlerine uyun! Çünkü O’nun sünnetleri yolların en şereflisidir. Allah’ın kitabını öğreniniz! Çünkü Allah’ın kitabı sözlerin en değerlisidir. Dini iyi anlayın! Çünkü dini iyi anlamak kalpleri parlatır. Kur’an’ın nurundan şifa isteyin. Çünkü o, gönüllerdeki marazlara şifadır. Kur’an’ı hakkına riayet ederek okuyunuz! Çünkü en güzel haberler ondadır. Kur’an okunduğu zaman dinleyiniz! Konuşmayınız! Umulur ki Allah size merhamet eder. Kur’an vasıtasıyla doğru yolu bulduğunuzda öğrendiklerinizle hidayete daim olasınız. İlmiyle amel etmeyen alim, bilgisizliğinden dolayı, doğru yolu bulamayan günahkâr cahil gibidir. Bana göre, cehaleti içinde bocalayan cahile nisbetle, ilmi ile amel etmeyen alimin vebali daha büyük ve alim daha perişandır. Her ikisi de mahvolmuş sapıklardır.

Kendi Kendilerini En Çok Aldatanlar

Vehme kapılmayın! Şüpheye düşersiniz. Şüpheye düşmeyin, sonra küfre gidersiniz. İşin kolayına kaçmayın! Sonra gaflete düşersiniz. Hak’tan gafil olmayın! Sonra zararlı çıkarsınız. İhtiyatlı davranırsanız, kendinize güveniniz olur. Kendinize güveniniz olursa, gurura kapılmazsınız. Kendisine karşı en samimi olanlarınız, Rablarına karşı en itaatkâr olanlardır. Kendi kendilerini en çok aldatanlar ise Rablarına en âsî olanlardır.

Allah’a itaat edenler belalardan emin ve yaptıklarından müsterihdirler. Allah’a âsî olanlar ise her şeyden korkar, yaptıklarından dolayı da pişman olurlar. Allah’dan her hususda apaçık bilgi ve afiyet dileyiniz. Kalblerinizde olanların en hayırlısı iman-ı yakin ve amellerinizde de azîmeti tercih etmek gerekir.

Sonradan Uydurulanlar Bidattir

Amellerin sonradan uydurulanları en zararlılarıdır. Çünkü, her sonradan uydurulan şey bid’attır. Her yeni şey uyduran bid’atçıdır. Bid’at uyduran zarardadır. Her bid’at mutlaka bir sünneti terk eder. Gerçekten aldanmak, bir kimsenin dininde aldanmasıdır. Aldanan kendisini zarara sokmuştur. Riya Allah’a bir nevi şirk koşmaktır. Samimiyet, amelin kabulüne delil ve imanın bir icabıdır. Eğlence toplantılarına devam etmek Kur’an’ın emirlerini unutturur. Oralara şeytan gelir ve insanı her türlü taşkınlığa sevk eder. Kadınlarla oturup kalkmak kalbi bozar. Gözlerinizi, şeytanın tuzağı olan kadınlara bakmaktan koruyunuz! Allah’a verdiğiniz sözde sebat ediniz. Zira Allah, verdiği sözde duranlarla beraberdir. Yalandan kaçınınız. Çünkü yalanla iman bir arada bulunmaz. Doğruluk kurtuluş ve şeref vesilesidir. Yalan ise insanı tehlikeden tehlikeye atar, hakkı söyleyin ki, onunla tanınasınız. Doğruluk üzere amel edin ki, doğru söyleyenler zümresinden olasınız!

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları-1, s. 58.

İslam ve İhsan

HZ. ALİ'NİN (R.A.) DUALARI

Hz. Ali'nin (r.a.) Duaları

HZ. ALİ’NİN (R.A.) SÖZLERİ

Hz. Ali’nin (r.a.) Sözleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.