Hayatı Değerli Kılan Ölçü

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman” başlığıyla yayınlandı.

“Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, Kur'an-ı Kerim'de iman edip dünya ve ahiret için faydalı işler yapanların müjdelendiği bildirildi.

Hutbede Dünya imtihanının nasıl kazanılabileceğine açıklık getirilerek, Müslümanların Dünya hayatında Hz. Peygamber'i (s.a.v.) örnek alması gerektiği vurgulandı.

09.02.2024 tarihli cuma hutbesi...

HAYATI DEĞERLİ KILAN ÖLÇÜ: İMAN

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah, iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara ‘bağışlama ve büyük bir mükâfat’ sözü vermiştir.”[1] 

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resûlü’nü her şeyden çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, ateşe atılmaktan korktuğu gibi imandan sonra küfre dönmekten de öylece korkmak.”[2]

Aziz Müminler!

İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır.[3] Rabbimizin emirlerine uymaya, yasaklarından kaçınmaya, istikamet sahibi bir mümin olmaya söz vermektir. İman,  hak ve adalete, iyilik ve merhamete, huzur ve mutluluğa giden yollardaki bütün engelleri kaldırmaktır.  Kur’an’ın getirdiği ilahi prensiplere gönülden bağlanmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in her alandaki örnek hayatını kendimize rehber edinmektir.

Kıymetli Müslümanlar!

İman, davranışlarımıza yansıyıp ahlakımıza yön verirse gerçek anlamına ulaşır. İmanımız dilimize yansıdığında zikir ve şükür olur. Gözümüze yansıdığında iffet ve hayâ olur. İmanımız yüzümüze yansıdığında tebessüm, aklımıza yansıdığında tefekkür olur. Gönlümüze yansıdığında samimiyet, ailemize yansıdığında sevgi, saygı, şefkat ve merhamet olur. Kalplerimiz muhabbetle dolar, hanelerimiz huzur bulur. İmanımız iş ve ticaret hayatımıza yansıdığında doğruluk ve dürüstlük olur. Helal ve haram hassasiyeti gözetilir, kul ve kamu hakkına riayet edilir. İmanımız toplumsal hayata yansıdığında adalet, güven ve huzur olur. Birlik ve beraberliğimiz güçlenir, dostluk ve kardeşliğin en güzel örnekleri sergilenir.

Kıymetli Müminler!

Dünya imtihanımızda bizi başarıya ulaştıracak olan, Rabbimizin daima yanımızda olduğuna ve bizi yalnız bırakmayacağına dair inancımızdır. Bütün zorluklar karşısında bizleri güçlü kılacak ve yarınlara dair ümidimizi canlı tutacak olan imanımızdır. Zulümlere, kötülüklere ve haksızlıklara karşı bize direnme gücü veren imanımızdır. Nitekim dün aziz milletimiz Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda imanından aldığı güçle bütün hayâsızca akınlara ”dur!” dedi. Rabbimizin yardımı her zaman bizimle beraber oldu. Bugün de Gazze’de bir avuç mücâhid, imanlarından aldığı güçle zalimlere karşı direnmektedir. Allah’a olan sarsılmaz imanları sayesinde katillerle mücadele etmektedir. Rabbimiz, اَللّٰهُ وَلِيُّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۙ يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ  “Allah iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. ”[4] buyurmaktadır. Bize düşen ise kardeşlerimiz vatanlarında özgür bir şekilde yaşayıncaya kadar maddi ve manevi desteğimizi onlardan esirgememektir.

Aziz Müslümanlar!

Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve sena olsun ki bize iman gibi büyük bir nimet lütfetti. Bizler, imanımızı hayatımızın tüm alanlarına yansıttığımız zaman bu büyük nimetin şükrünü yerine getirmiş oluruz. İmanımızı, salih ameller ve güzel ahlakla kemale erdirmenin gayretinde olduğumuz müddetçe Rabbimizin rızasını kazanırız. Elimizden ve dilimizden hiç kimsenin zarar görmediği iyi bir mümin olduğumuzda İslâm’ı en güzel şekilde temsil ve tebliğ ederiz.

Hutbemi, Kur’an-ı Kerim’de bizlere öğretilen şu dua ile bitiriyorum:

“Rabbimiz! ‘Rabbinize iman edin’ diyerek imana çağıran davetçiyi işittik ve hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”[5]

Dipnotlar:

[1] Mâide, 5/9. [2] Müslim, Îmân, 67. [3] İbn Hanbel, I, 28. [4] Bakara, 2/257. [5] Âl-i İmrân, 3/193.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

ALLAH’A İMAN NASIL OLMALIDIR?

Allah’a İman Nasıl Olmalıdır?

İMAN ÜÇ ŞEYLE KEMÂLE ERER

İman Üç Şeyle Kemâle Erer

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.