Hac Suresinin 69. Ayeti Ne Anlatıyor?

Hac suresinin 69. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? En adaletli hâkimin Allah olduğunu bildiren âyet-i kerime; Hac suresinin 69. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Hac suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur:

Hac Suresi 69. Ayet Arapça:

ِ اَللّٰهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ

Hac Suresi 69. Ayet Meali:

Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir. (Hac, 22/69)

ALLAH TEÂLA, EN ADALETLİ HÂKİMDİR

Bilgi:

Önceki ayet-i kerimelerde Cenâb-ı Hakk’ın kuvvet ve kudretinin nişaneleri belirtildikten sonra, ehl-i kitabın dinî konularda Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile tartışmaması istenir. Mücadeleye girişecek olurlarsa onlara cevap olarak, ‘Allah Teâla’nın, yaptıklarından ve söylediklerinden haberdar olduğu’ ve ‘kıyamet gününde tartışıp durdukları konularda hükmünü vereceği’ bildirilir. Sayfanın devamında da Allah Teâla’nın ayetlerini açık olarak bildirdiği, bu ayetlerin okunmasından dolayı kâfirlerin hoşnutsuz olduğu ve onlara ceza olarak cehennem hazırlandığı zikredilir.

Mesaj:

  1. Ehl-i kitapla, özellikle dinî konularda, faydası olmayacak tartışmalara girmek doğru değildir.
  2. Ahiret aynı zamanda hak ve hakikatin tam olarak ortaya çıkacağı gündür.

Kelime Dağarcığı:

İhtilâf: Görüş ayrılığı; taraflardan her birinin aynı konuda diğerine aykırı bir görüşü savunması.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

Hac Suresi 69. Ayet Tefsiri:

  1. Eğer seninle mücâdeleye girişecek olurlarsa de ki: “Allah yapmakta olduğunuz şeyleri çok iyi bilmektedir.”
  2. “Allah, anlaşmazlığa düştüğünüz her konuda, kıyâmet günü aranızda hükmünü verecektir.”
  3. Bilmez misin ki, Allah gökte ve yerde ne varsa, her ne olup bitiyorsa hepsini çok iyi bilmektedir. Bunların hepsi bir kitapta yazılıdır. Şüphesiz bunları bilmek, Allah için pek kolaydır.

Fakat gerçek şu ki, insanların hepsi İslâm şeriatine teslim olmadıkları gibi, ilk günden itibaren ona karşı direnmiş, düşmanlık yapmış ve o dinin Peygamberi’yle alabildiğine mücâdele etmişlerdir. Bu gün de din ve peygamber düşmanları az değildir. Cenâb-ı Hak Peygamberi’ne, kendisiyle münakaşa edenlerle münâkaşa etmemesini ve:  “Allah yapmakta olduğunuz şeyleri çok iyi bilmektedir. Allah, anlaşmazlığa düştüğünüz her konuda, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir” (Hac 22/68-69) diyerek tartışmayı kesmesini istemektedir.

Burada Yüce Allah’ın kullarına öğrettiği güzel bir edep vardır. Bu da işi yokuşa sürmek ve sırf tartışma yapmak için inatlaşan kimselere karşı takınılması gereken tavırdır. Böyle kimselere cevap vermemeli ve onlarla tartışmamalıdır. Rabbimizin, Peygamberimiz (s.a.s.)’e öğrettiği bu söz ile onların inatlaşmaları defedilmelidir.

Allah kıyamet günü adâletle hükmedecek, haklı haksızdan ayrılacak, herkes hâline münâsip bir netice elde edecektir. Çünkü Allah göklerde ve yerde olan her şeyi bilmektedir. Her şey O’nun tarafından kayıt altına alınmıştır. Hiçbir söz, hiçbir amel ve hiçbir düşünce Allah’ın bilgisinden kaçmaz. Bütün bunlar bir gün eksiksiz olarak sahiplerinin önüne çıkarılacaktır. Bunları yapmak ise, nihayetsiz ilim ve kudret sahibi Allah için çok kolaydır.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN ADALETİ NASILDIR?

Allah’ın Adaleti Nasıldır?

ADALET İLE İLGİLİ AYETLER

Adalet ile İlgili Ayetler

İSLAM’DA ADALET İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

İslam’da Adalet ile İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.