Hac Kontenjanı Artıyor

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 2024 hac dönemine ilişkin, “Nüfusumuz 86 milyon olduğu için bizim de 86 bin hakkımız var. Müracaatımızı yaptık, nüfusumuzun güncellenmesini talep ettik. O zaman 83 bin 430 rakamı 86 bine çıkacak inşallah. Bu müjdeyi şimdiden vermiş olayım.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet TV ekranlarında yayınlanan “İyilik Vakti” programında yapılan çalışmalara ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Erbaş, Filistinli Müslümanların, o toprakları kendilerine Peygamber emaneti olarak kabul ettiklerini belirterek, “Sadece Peygamber Efendimizin (s.a.s.) Miraç hadisesindeki hatırasından kaynaklanan bir bağlılık değil bu. Peygamberler diyarı Kudüs… İşte o topraklara sahip çıkmaları o toprakların müminlerin toprakları, İslam toprakları olduğu anlayışıyla imanlarını adeta güçlendiriyorlar.” dedi.

Tarih boyunca Yahudilerin Kudüs’ten Hristiyanlar tarafından çıkarıldığını ancak Kudüs Müslümanların idaresine geçince Yahudilerin burada yaşayabildiklerine işaret eden Başkan Erbaş, “1948 yılında orada bir devlet dedikleri ki biz artık terör örgütüyle eş değer görüyoruz, yani terör örgütü gibi davranan bir ülke olmaz, bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, masumlar yukarıdan yağan bombaların altında can veriyor. Üç ayda 11 bin bebek, çocuk, 7 bin kadın toplam yirmi beş bin civarında masum insan bombalar altında can verdi.” ifadelerini kullandı.

“SÜRGÜNE GÖNDERİLEN YAHUDİLERE MÜSLÜMANLAR SAHİP ÇIKTI”

Başkan Erbaş, ecdadı soykırım yaşamış bir milletin soykırım yaptığını dile getirerek, Yahudilere şöyle seslendi:

“Kiminizin babası, dedesi, annesi, babaannesi, anneannesi Avrupa’nın ortasında soykırım yaşadı. Ama siz şimdi Kudüs’te, Filistin topraklarında soykırım yapıyorsunuz. Üstelik tarih boyunca size her zaman iyilik yapan bir millete soykırım yapıyorsunuz, sizler Müslümanlardan hep iyilik gördünüz. İspanya’da, Endülüs’te size zulmü, katliamı kim yaptı? Haçlılar yaptı. Oradan kovulan, sürgüne gönderilen Yahudilere Müslümanlar sahip çıktı, Osmanlı Devleti sahip çıktı ya da diğer Müslüman ülkeler sahip çıktı.”

Müslümanların mazlumun inancına, mezhebine, ırkına bakmadığını belirten Başkan Erbaş, “Müslümanlar, kim olursa olsun mazlumun yanında yer alır. Zalim Müslüman dahi olsa onun karşısında yer alır. Bizim inancımız bunu gerektiriyor. Dolayısıyla bugün ne pahasına olursa olsun Gazze’de yapılan bu soykırımı durdurmak için elimizden geleni elimizle, dilimizden geleni dilimizle yapmaya gayret edeceğiz. Kalbimizle buğzumuzu, nefretimizi ortaya koymaya çalışacağız. Buna mecburuz. Bunu ortaya koymadığımız zaman mesul oluruz.” şeklinde konuştu.

“FİLİSTİN’İN KURTULUŞU BİZİM GÜÇLENMEMİZE BAĞLI”

Başkan Erbaş, Kudüs ve Filistin meselesinin Müslümanların ortak bir noktası olduğuna ve bu ortak noktada Müslümanların birleşmesi gerektiğine işaret ederek, “Müminleri ortak noktada birleştirecek bazı olaylar vardır. İşte bu olayların en başında Filistin, Gazze, Kudüs davası gelmektedir. Çünkü zulüm katlandıkça devam ediyor, bunu durdurmamız lazım. Filistin davamız bir asırdır var. Daha önce zaten oralar bizim topraklarımızdı. Filistin’in kurtuluşu bizim güçlenmemize bağlı. İnşallah daha güçlü olacağız ve Filistin kurtulacak, buna inanıyoruz.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) 7 Ekim’den sonra Gazze’ye yönelik insani yardımlar öncelikli olmak üzere kampanya başlattığını dile getiren Başkan Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olarak Gazze içerisinden temin ettiğimiz, Türkiye’den gemiyle gönderdiğimiz ve Mısır içinden satın alımı yapılarak gönderdiğimiz yardımlar var.” diye konuştu.

“BOYKOTA DEVAM EDELİM”

Başkan Erbaş, Gazze’yle ilgili farkındalığı canlı tutmaya gayret ettiklerini ve bu yönde yaptıkları çalışmaların Filistin özgür oluncaya kadar devam edeceğini kaydetti.

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail aleyhine açılan soykırım davasında ihtiyati tedbir kararı verdiğini anımsatan Başkan Erbaş, bu kararın alınmasında hem Müslümanların hem de Müslüman olmayan vicdanlı insanların yapmış olduğunu çağrıların, yürüyüş ve programların etkili olduğunu söyledi.

Boykot konusuna ilişkin çağrılarını yaklaşık 3 ay önce yaptıklarını hatırlatan Başkan Erbaş, “Sözümüzün ulaştığı yurt içinde, yurt dışında nerede bizi dinleyen kardeşimiz varsa onlara hatırlatıyorum; boykota devam edelim.” dedi.

Başkan Erbaş, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde milletimizin tek yürek olduğunu belirterek, “Hala sıkıntılar devam ediyor ama çok hızlı bir şekilde devletimiz seferber oldu, yardım kampanyaları, yeni binaların, evlerin yapılması… Aldığımız bilgilere göre depremin seneyi devriyesi olan 6 Şubat’ta büyük oranda yapılan konutlar var, onlar hak sahiplerine teslim edilecek. Bu çok büyük bir gelişme, çok büyük bir başarıdır.”

2024 yılı hac dönemine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Başkan Erbaş, “Bu sene hac protokolümüzü yaptık. Nüfusumuz 86 milyon olduğu için bizim de 86 bin hakkımız var. Müracaatımızı yaptık, nüfusumuzun güncellenmesini talep ettik. O zaman 83 bin 430 rakamı 86 bine çıkacak inşallah. Bu müjdeyi şimdiden vermiş olayım.” ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.