Gündüz Alp Kimdir?

Ertuğrul Gazi'nin oğlu Gündüz Alp veya Gündüz Bey kimdir? Gündüz Alp Ertuğrul Gazi'nin oğlu mu yoksa babası mı? Gündüz Alp hakkında bilmedikleriniz ve kısaca Gündüz Alp'in, hayatı...

Osmanlıların mensup olduğu Kayı Boyu, Oğuzların bir şubesidir. Osmanlı ailesi Oğuzların sağ kolu olan Bozokların Günhan kolunun Kayı boyundan geldikleri kabul edilmektedir. Kayı, muhkem, kuvvet ve kudret sahibi demektir.  Kayı boyunun sembolü (ongun) şahindir. Kayı boyunun damgası iki ok ile bir yaylı oktur. Babası Gün Han ve dedesi Oğuz Han olan Kayı Han bu boyun ilk atasıdır.

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in babasının adının Ertuğrul olduğu ve Oğuzlar’ın Kayı boyuna mensup bulunduğu belirtilmektedir. Ertuğrul Gazinin üç oğlu olmuştur. Oğulları Gündüz Alp, Savcı Bey (Saru Yatı) ve Osman'dır. 1198 yılında doğduğunu bilinen Ertuğrul Bey 1281 yılında Söğüt’te vefat etti.

GÜNDÜZ ALP KİMDİR?

Gündüz Alp veya Gündüz Bey, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin soyundan olup, çeşitli kaynaklarda Gündüz Alp Ertuğrul Gazi'nin babası veya oğlu olarak geçmektedir.

Halil İnalcık, İslam Ansiklopedisi, Osmanlı Tarihi Ansiklopedileri, Türk Tarih Kurumu Yayınları gibi kaynaklarda dahi Gündüz Alp'in hayatı hakkında yeterli hatta hiç diyebilecek kadar az bilgi bulunmaktadır. Fakat Gündüz Alp'in Ertuğrul Gazi'nin babası olma ihtimali araştırılıp belli şeyler elde edilmiştir.

GÜNDÜZ ALP ERTUĞRUL GAZİ'NİN OĞLU MU YOKSA BABASI MI?

Osmanlı Devleti’nin ilk yılları hakkında hemen hepsi menkıbevî bilgilere boğulmuş olan bu kaynaklarda Ertuğrul Gazi’nin babasının adı iki ayrı şekilde belirtilmiştir. İlk Osmanlı tarihçilerinden Ahmedî, Enverî ve Karamânî Mehmed Paşa babasının Gündüz Alp olduğunu yazarlarken Oruç b. Âdil, Âşıkpaşazâde ve Neşrî gibi tarihçiler onun adını Süleyman Şah olarak kaydetmişlerdir.

Bu ikinci kaynak grubunda verilen bilgilerin doğru olmadığı bugün kesinleşmiş gibidir. Nitekim ele geçen Osman Bey’e ait bir sikkede “Osman b. Ertuğrul b. Gündüz Alp” ibaresinin bulunması bu fikri daha da güçlendirmiştir.

GÜNDÜZ ALP NASIL ÖLDÜ?

Kayılar XIII. yüzyıl başlarında Ahlat’ın Eyyûbîler’in eline geçmesi ve ardından Moğollar’in Ahlat bölgesini istilâsı üzerine Mardin’e gelerek kendileri gibi Kayı boyuna mensup bulunan Artukoğulları’na bağlandılar. Burada bir müddet kaldıkları anlaşılan Gündüz Alp ve beraberindeki Türkmenler, Moğollar’ın Mardin ve çevresini yağmalaması sonucunda bu bölgeden de ayrılarak Anadolu içlerine doğru hareket ettiler. Bu sırada Malatya civarında yaşayan Germiyanlılar Kütahya bölgesine geldikleri gibi Gündüz Alp idaresindeki Kayılar da batıya göç ederek önce Erzurum yakınlarındaki Pasinler ovasına, Sürmeliçukur’a yerleştiler.

Kayılar’ın Pasinler’e gelmesinden kısa bir süre sonra Gündüz Alp’in hastalanarak vefat ettiği ve yerine oğlu Ertuğrul Gazi’nin aşiretin başına geçtiği anlaşılmaktadır.

Haber: Mehmet Sait Temel

Kaynaklar: Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, - Murat Duman, Osmanlı Kuruluş Devrinin Mimarları -

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopesi

İslam ve İhsan

KAYI BOYU TARİHİ

Kayı Boyu Tarihi

SAVCI BEY KİMDİR?

Savcı Bey Kimdir?

SÖĞÜT NEREDE?

Söğüt Nerede?

ERTUĞRUL BEY KİMDİR?

Ertuğrul Bey Kimdir?

OSMAN GAZİ KİMDİR?

Osman Gazi Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.