Genç Dergisinin 206. Sayısı Çıktı

Genç dergisinin 206. sayısı çıktı. Genç dergisinin Kasım 2023 sayısı “İfşa Etme, Edeni Reddet! Ne Güzel Şey Mahremiyet!” kapağıyla yayınlandı.

“İfşa Etme, Edeni Reddet! Ne Güzel Şey Mahremiyet!” başlığıyla çıkan Genç dergisinin 206. sayısının sunuş yazısında, bugün büyüklerden küçüklere, mahremiyet noktasında, özellikle de sosyal medyada büyük zaafiyetler olduğu belirtildi.

Dergide haber bülteninin yanı sıra, vefa, aile, gezi, Gazze ve hayata dair birçok mesele işlendi.

NE GÜZEL ŞEY MAHREMİYET!

GENÇ Dergi’nin Kasım sayısı dopdolu içeriğiyle çıktı! Bu sayıda da yine mühim bir konu var masamızda: “İfşa Etme, Edeni Reddet! Ne Güzel Şey Mahremiyet!” Rabbimizin emrettiklerinde bizim için nice hikmet var. Mahremiyet de bunlardan biri. Zira mahremiyetin muhafazası, insandaki ar ve hayâ duygusunun korunmasına vesile olur.

Sınır, ilk bakışta özgürlükleri kısıtlayan bir kavram gibi görünse de aslında insana sunulan güvenli alanı da ifade etmektedir. Sınırı aştığında zarar görür insan, yara alır ve ruhu daralır. Mahremiyet, bizi dokunulmaz kılar ve yara almaktan korur.

Bugün büyüklerden küçüklere, mahremiyet noktasında büyük zaafiyetler söz konusu maalesef. Özellikle sosyal medya, ifşa çılgınlığında perişan bir vaziyet almış durumda. Bu hassas konuda hepimizin doğru telkinlere, hakikatli yönlendirmelere ihtiyacı var. Dosyamız ehil insanların rehberliğinde bu hususta ufuk açıcı ilhamlar sunmak ve farkındalığımızı arttırmak için hazırlandı.

Gündemi okumak, takip etmek bir genç için çok mühim. Nurcan Doğan’ın hazırladığı, gündeme dair özgür, özgün yaklaşımlar içeren genç tarzı haber bülteni “Neler Olmuş Öyle?” sayfalarımız arasında. “Vefa” köşesinde hatıralarını yazmaya devam ediyor Süleyman Ragıp Yazıcılar. Mehmet Yüzücü, “Anadolu Postası” köşesinde Erdem Bayazıt’ı mercek altına aldı. Tülay Gökçimen, Filistin ve Gazze’de yaşanan acıyı, dramı samimi kalemiyle satırlara döktü.

Bursa Yıldırım Belediyesinde kültür-sanat faaliyetlerine katkı sunan ve aynı zamanda yayıncılık alanında editörlük yapan Nuh Muaz Kapan ile konuştu Kadriye Beyza Kirenci. Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz Beyefendi ile LGBT propagandaları ve bu dayatmayla mücadele etme yöntemleri üzerine muhabbet etti Şehadet Özek.

Tuğçe Şifa Zorlu, gönle dokunan, kalpten vuran yazılar kaleme alıyor “Turnusol Kâğıdı” köşesinde. Muhammed Esat Altıntaş, gençlere yeni ve farklı bakış açısı sunuyor “Bir de Böyle Baksak” köşesinde. “Şifahane” köşesinde dimağımızı tatlandıran, gönlümüzü güzelleştiren cümleler sunuyor Abdullah Uçar.

Prof. Dr. Soner Duman, “Kafadaki Sorular” köşesinde gençliğin sorularına gençliğin dilinden yanıtlar veriyor. S. Bilgehan Eren, gençler için mühim konuları “Fikr-i Firari” köşesinde mercek altına alıyor. Şeyma Üstün, gündelik hayata dair durumları irdeliyor “Gündelik Hayatın İzinde” köşesinde. “Derkenar” köşesinde güzel yazılarına devam ediyor Fatih Duman.

“En Güzel İnsan’ın Hayatı” köşesinde En Güzel’den hayatımıza yansıyan güzellikleri anlatıyor Mehmet Lütfi Arslan. “Dertli Sözlük” köşesinde dertlerimizi konu alıyor, Dertli Sözlük yazarlarına soruyor Nursena Pancar. “Kelimenin Hikâyesi” köşesinde kelimelerin serencamını anlatıyor Erhan İdiz.

Hande Berra gezdiği diyarlarda biriktirdiği hatıraları ve heybesine koyduklarını paylaşıyor “Gezi-Yorum” köşesinde. Burak Genç, “Sanat Defteri” köşesiyle kültür sanat dünyasının nabzını tutuyor, kıymetli tavsiyeler sunuyor. Süleyman Çınar, “Tecrübe Konuşuyor” köşesiyle gençlerin gönlündeki sorularla büyüklerin tecrübeleri arasında köprü olmaya çalışıyor.

Ayrıca ülkemizden, gönül coğrafyamızdan ve dünyadan özgün yaklaşımlarla hazırlanmış haberlere, kültür sanattan bilim teknolojiye, yazılardan röportajlara birçok güzide içerik GENÇ Dergisi'nde sizleri bekliyor.

Daha fazlası için GENÇ’in yeni sayısını almayı, çevrenize duyurmayı unutmayın, unutturmayın.

GENÇ Dergisi, Ebedi Gençlik Dergisi...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.