Gazzeli Çocuklardan Dünyaya "Açlıktan Ölüyoruz" Mesajı

Gazze Şeridi'ndeki çocuklar, açlıklarını dünyaya duyurmak için işgalcilerin yıktığı binaların ve evlerin enkazı arasında gösteri düzenledi.

İşgalcilerin soykırımına karşı çeşitli etkinlikler gerçekleştiren gönüllülerin oluşturduğu "Dört Arkadaş" ekibinin Han Yunus'ta düzenlediği etkinliğe, Gazze'de açlık çeken ve hayatta kalma mücadelesi veren çok sayıda çocuk katıldı.

Etkinlikte çocuklar, "Yeter, artık ölüm istemiyoruz", "Sınır kapılarını açın", "Açız", "Bizi kurtarın" yazılı pankartlar taşıdı.

"Açlıktan ölüyoruz"

Muhabire açıklamalarda bulunan 11 yaşındaki Rama Ebu’l-Ayneyn, "Sınır kapılarının açılmasını istiyoruz. Açlıktan ve bombalardan ölüyoruz. Yardımların girmesi için sınır kapıları açılsın." diye konuştu.

Ölenlerin çoğunun çocuk olduğunu belirten Rama, "Artık yeter. İki aydır açlıktan ölüyoruz, ne güvenlik kaldı ne de eğitim." ifadesini kullandı.

"Gözlerimizin önünde ölüyorlar"

"Dört Arkadaş" ekibinin temsilcisi Resmi Ebu’l-Ayneyn de bunun, düzenledikleri 25. etkinlik olduğunu ama en zoru olduğunu anlatarak, "Çocuklarımız ne yiyecek bulabiliyor, ne ilaç ne de güvenli bir barınak." dedi.

İşgalcilerin, yardımların girişini engellediğini ve marketlerde hiçbir şey kalmadığını aktaran Resmi, "Açlık bombalar kadar öldürücü. Bu, halkımıza karşı açlığın silah olarak kullanılmasıdır." diye konuştu.

Resmi, "Biz açlık, korku, hastalık ve ihaneti hissediyoruz. 2 Mart'tan beri Gazze'ye hiçbir gıda ya da tıbbi yardım girmedi. Çocuklarımız gözlerimizin önünde ölüyor. İnsanlık vicdanı nerede? Ümmetimiz nerede?" ifadelerini kullandı.

"Dört Arkadaş" ekibi, Gazze Şeridi'ndeki gönüllülerin oluşturduğu bir grup ve işgalcilerin soykırımına karşı çeşitli etkinlikler düzenliyor.

İşgalciler, 2 Mart'tan bu yana Gazze Şeridi'ne gıda, yardım, tıbbi malzeme ve ticari ürün girişini engelliyor. Bu da hükümet ve insan hakları raporlarına göre, insani durumu ciddi şekilde kötüleştirdi.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden 28 Nisan'da yapılan açıklamada, yaklaşık iki aydır süren sınır kapılarının kapatılması ve ablukanın sağlık koşullarını felakete sürüklediği, özellikle bebekler arasında yetersiz beslenmeyi yaygınlaştırdığı belirtilmişti.

Açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki bir milyondan fazla çocuğun her gün açlık çektiği, bunların 65 bini şiddetli yetersiz beslenme nedeniyle hastanelere sevk edildiği aktarılmıştı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.