Evlilik Bunama Riskini Azaltıyor

İngiltere’deki University College London’ın (UCL) farklı kıtalarda 800 bin kişiyi inceleyerek yaptığı araştırma, bekar kalmanın bunama riskini yüzde 42 arttırdığını ortaya koydu.

İngiliz bilim insanlarının 3 farklı kıtadan 800 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre ileri bireylerin medeni hali bunama riskini etkiliyor. Araştırmaya göre bekar kalmanın bunama riskini yüzde 42 arttırdığı görülürken, dul kalanlar için de riskin yüzde 20’nin üzerinde olduğu ortaya kondu.

BEKAR KALMA BUNAMA RİSKİNİ ARTTIRIYOR

İngiltere’deki University College London’ın (UCL) Avrupa, Güney Amerika ve Asya ülkelerindeki 800 bin kişiyi inceleyerek yaptığı araştırma, bekar kalmanın bunama riskini yüzde 42 arttırdığını ortaya koydu.

Araştırmaya göre çiftler arasında sosyal etkileşimin artması, akıl sağlığını bunama gibi rahatsızlıklara karşı daha dayanıklı kılarken, Alzheimer gibi olası semptomlar da çok daha geç yaşlara ertelenmiş oluyor. Evlilik sonucu ekonomik yükün kişiler arasında paylaşılması da, zihinsel ve fiziksel sağlığı kuvvetlendirerek bunama riskini azaltabiliyor.

DULLARDA BUNAMA RİSKİ DAHA FAZLA

Araştırmanın bulguları, dul kalanlarda da bunama riskinin yüzde 20 daha fazla olduğunu gösterdi. Boşananlar ve evliler arasında ise önemli bir farklılığa rastlanmadı.

İngiltere'deki Alzheimer Araştırmaları Merkezi'nden Laura Phipps, “Çiftler birbirlerini sağlıklı yaşam konusunda cesaretlendirirken, eşinin sağlığını da korumaya çalışıyor. Sosyal hayatlarında da birbirlerine destek oluyorlar” diye konuştu.

Sosyal etkileşimin yanı sıra, fiziksel aktivite ve eğitim seviyesi gibi değişkenler de bunama riskinde etkili.

Kaynak: Sputnik

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.