Evlenecek Gençlere 'çeyiz Hesabı'

Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren çeyiz hesabı uygulamasıyla gençlerin evlilik hazırlıkları için oluşturdukları birikimlerine yüzde 20'ye varan oranda ve 5 bin Türk lirasına kadar devlet katkısı sağlanacak. Çeyiz hesabı uygulamasından Türk vatandaşı veya mavi kart sahibi, 27 yaşından önce ilk evliliğini yapacak olanlar yararlanabilecek.

Evlenecek gençlere destek için hayata geçirilen "çeyiz hesabı" uygulamasıyla gençlerin evlilik hazırlıkları için oluşturdukları birikimlerine yüzde 20'ye varan oranda ve 5 bin Türk lirasına kadar devlet katkısı sağlanacak.

Çeyiz hesabı uygulamasından Türk vatandaşı veya mavi kart sahibi, 27 yaşından önce ilk evliliğini yapacak olanlar yararlanabilecek. Türk vatandaşı olup gerekli izni alarak bunu kaybeden Mavi Kart sahipleri ile üçüncü dereceye kadar alt soyları da çeyiz yardımı hakkından yararlanabilecek. Türkiye'de ikamet şartı olmadığı için, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da çeyiz yardımı alabilecek.

Sisteme dahil olmak için ise Türkiye'de kurulu mevduat veya katılım bankalarında çeyiz hesabı açtırılması zorunlu olacak.

Hesabın mutlaka Türk bankalarının yurt içi şubelerinde açılması gerekecek. Yurt dışında yaşayan vatandaşın, Türkiye'de kurulu bankalardan birinin bu ülkedeki şubesinde hesap açtırması kabul edilmeyecek.

Türk vatandaşlarına yönelik şartlar, Mavi Kart sahibi gurbetçiler için de geçerli olacak. Çeyiz hesabı avantajlarından yararlanmak isteyen gençler, bugünden itibaren ilgili bankaya başvurmaları halinde devlet katkısı alabilecek.

Hesaba, açılışında bir kereye mahsus olmak üzere, ödemelerin üst sınırı olarak belirlenen bin liranın üzerinde, ancak 15 bin lirayı aşmayacak bir tutar yatırılabilecek.

Uygulama kapsamında, evlilik tarihinden önce en az 3 yıl boyunca, aylık en az 100, en fazla bin lira yatırmak gerekecek.

ceyiz_hesabi_tablo

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.