Eğitim Başarısında Öğretmen Faktörü

Tunceli’nin eğitimdeki başarısında öğretmenlerin payı büyük. Hem kentte uzun yıllar görev yapıyorlar hem de büyük bir özveri ile çalışıyorlar. Öğrencilerini motive edip geleceğe hazırlamak için küçük ama etkili birçok projeye imza atıyorlar.

Tunceli’nin eğitimdeki başarısında öğretmen faktörü...

“Çiçekli üzerinden Hozat’a gideceğiz. Yolda minibüsün boyunca kar vardı. Hayatımda hiç o kadar kar görmemiştim. Babam, ‘Emin misin burada kalabileceğine’ dedi. ‘Evet baba, iki değil 5 metre de olsa kalacağım’ demiştim.”

Ankara’dan gelen İngilizce Öğretmeni Satı Bağcı dediğini yaptı. Dört yıldır Tunceli Hozat’ta çalışıyor.

Tunceli’nin eğitimdeki başarısında öğretmenlerin payı büyük. Hem şehirde uzun seneler görev yapıyorlar hem de büyük bir özveri ile çalışıyorlar. Ercan Doğan Ortaokulu Öğretmeni Satı Bağcı da bu öğretmenlerden biri.

Ankara'dan gelen Bağcı, 4 yıldır Hozat'ta çalışıyor. "Kalış sebebim mesleki tatminim" diyor.

“BURADA İŞE YARIYORUM, KALMALIYIM”

Bağcı, “Tunceli’de çalışan öğretmenlerin pek çoğu buralı. Farklı illerden gelen benim gibi öğretmenler illâki var ama pek çoğu kesinlikle kalıyor. Hemen diğer illere atanan öğretmenler gibi eş özründen sıhhat özründen bir iki senede tayin almıyor” diyor.

Öğretmenleri şehre bağlayan en mühim etken eğitim koşulları. Sınıflar ortalama 15 kişi, okullarda tam gün eğitim yapılıyor, öğrenci istekli, velinin de birinci önceliği eğitim.  Bağcı da mesleki tatminin çok yüksek olması sebebiyle dört yıldır Hozat’ta görev yaptığını anlatıyor:

“Öğrenci, öğretmen ve veli profili çok güçlü. Öğrencileri yakından tanıma ihtimalimiz yüksek. Sadece okulda değil evlerinde de gidip gözlemleyebiliyoruz. Bana ihtiyacı olan çocukların gözünde o ışığı görünce ister istemez ben burada işe yarıyorum, kalmalıyım diyorsun.”

Tunceli’de öğretmenlerin yüzde 70’i Tuncelili. Göç etmek yerine kalmayı tercih ediyorlar. Onlardan biri Onur Temürboğa. Üniversiteye kadar Tunceli Pertek’te eğitim aldı. Elazığ Fırat Üniversitesi’nde okuduktan sonra kendi deyişiyle doğup büyüdüğü topraklarda Türkçe öğretmenliğine başladı. Bir süre sonra okul müdürü oldu, son iki buçuk yıldır da Hozat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yapıyor.

AYIN VELİSİ

Başka bir kente gitmeyi hiç düşünmediğini anlatıyor:

“Tunceliler kendi şehirlerinde çalışıyor. Bunda kültür ve aile bağlarının etkisi, eğitim aldığı şehre minnet borcunu ödemenin etkisi var. Hozat’ta sinema, tiyatro yok…. Sosyal aktivite sayısı çok az hatta hiç yok. Buna rağmen öğretmenleri tutabiliyoruz.  Burada diktiğiniz her fidan filizleniyor, yeşeriyor, karşılığını buluyor.”

“Çocukların benim karşıma doktor, öğretmen olarak çıkması bana yetecek” diyor.  İlçedeki tüm öğretmenlerle birlikte başarıyı artırmak için birçok proje üretiyor. Üstelik bu projeleri Tuncelili gönüllülerin maddi desteği ile hayata geçiriyorlar.

İlçede kurulan ‘sınav merkezi’nde öğretmenler sorular hazırlıyor ve basıyor. Her ay 2. sınıftan 12. sınıfa kadar  tüm öğrenciler deneme sınavına giriyor. Birinciler ve ikinciler öğrencilerin istekleri doğrultusunda fotoğraf makinası, bisiklet, çalışma masası gibi hediyelerle ödüllendiriliyor. Geçen ayın çalışma masası ödülünü bizzat öğretmenler ve okul müdürleri taşıyarak öğrencilerinin evlerine götürdü.

Temürboğa, elbirliğiyle yapılan diğer çalışmaları şöyle anlatıyor:

“Tüm okullarda her şubeden bir öğrenciyi her ay 'ayın öğrencisi' seçiyoruz. Bunu yaparken akademik başarıyı baz almıyoruz. Kendini en çok geliştiren, emek sarf edeni seçiyoruz. Çeşitli etkinlikler, gezilerle ödüllendiriyoruz. Ayın velisini de seçmeye başladık. Aylık seminerler düzenliyoruz, katılım çok fazla. Velinin kalitesi artınca öğrencinin kalitesi ve direkt eğitimin kalitesi artıyor. Lisemizdeki altı koridora televizyonlar yerleştirdik.  Ekrana soru getiriyoruz. Öğrenciler çözüp sandığa atıyor. Ay sonunda en çok doğru cevap verenleri de ödüllendiriyor.”

Kaynak: El-Cezire Türk

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.