Dürüstlük Nedir? Dürüst İnsanın Özellikleri

Dürüstlük nedir? Dürüst olmak ne demek? Dürüst insanın özellikleri nelerdir? Dürüst bir insan olmanın önemi ve faydaları.

Dürüst sözlükte “sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)” anlamına gelir. Dürüstlük ise “doğuluk” demektir.

DÜRÜSTLÜK NEDİR?

Dürüstlük “dürüst olma durumu, doğruluk, mertlik” anlamlarına gelmektedir.

DÜRÜST İNSANIN ÖZELLİKLERİ

Dürüst insanları özellikleri şunlardır:

  1. Dürüst insanın en önemli yanı yalan söylemez.
  2. Dürüst insan verdiği sözü tutar.
  3. Çevresine örnek olur.
  4. İşlerini zamanında yapar.
  5. Özü sözü birdir.
  6. Güven verir.
  7. Karşısındakini aldatmaz.
  8. İnsanlar tarafından sevilip sayılır, ortamda aranan insandır.
  9. Buluşmalarına vaktinde gelir.
  10. Yaptığı işi en iyi şekilde yapar.
  11. Kazandığı parayı hak eder.
  12. Verilen görevden kaçmaz.
  13. Çıkarlarının yerine doğruları tercih eder.
  14. Öz eleştiri yapar, kusurlu yanlarını kabul edip düzeltmeye çalışır.
  15. Başkalarına karşı hoşgörülüdür.
  16. Kimsenin hakkını yemez.
  17. Ağzından çıkan lafın arkasında durur.
  18. İnsanların güvenini kırmaktan uzak durur.
  19. İşe başladığı arkadaşını asla yarı yolda bırakmaz.
  20. Her ne olursa olsun sadece doğruları konuşur.
  21. Dilinin doğruluğu ve kalbinin temizliği yüzüne yansır.
  22. İçinde kötülük barındırmaz.
  23. Değerlerine bağlıdır. (Editörün Notları)

DÜRÜST OLMAK

Sosyal çevremiz içinde bizi değerli kılan, etkin insan olma yolunda kişiliğimize kalite katan ve “şahsiyet dili”mizin pozitif enerjisini geliştiren en önemli temel dinamiklerin ikincisi, dürüst olmaktır.

Dürüst olmak, özü sözü bir olup hile ve iki yüzlülükten uzak, erdemli davranışlar sergilemek demektir. Dürüstlük, insanî değerleri çürümemiş her toplum ve kültürde “adamlık nişânı” olagelmiştir. Bu bakımdan şahsiyet dilinin bu dinamiği de küresel bir değerdir.

«– Ey Allah’ın Resûlü! İslâmiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sorma- ya ihtiyacım kalmasın.» Bunun üzerine bana bakıp şöyle buyurdular:

«− Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol.»

Toplumda saygı duyulan, sözüne ve işine güvenilen kimselerin hemen hepsinde dürüstlükten mutlaka bir nasip vardır. Zira bu temel dinamik, kişiyi erdemli kılan birçok karakter ve davranışın, oluşma ve gelişme kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’de bu dinamiğin diğer güzelliklerin oluşmasına katkısı şöyle ifade edilir:

“Ey iman edenler, Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve (her zaman) hakkı ve doğruyu konuşun ki bu sayede Allah, amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın...” (Ahzab Sûresi, 70-71)

DÜRÜSTLÜĞÜN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİ

Dürüstlüğün ilk göstergesi sözde doğruluktur. Sözde doğru olma hassasiyeti, kişilik mayamıza dürüstlük aşısı yapmak gibidir. Diğer bir ifadeyle sözdeki doğruluk, öze ve davranışa dürüstlük kıvamı yükler ve şahsiyet dilini etkinleştirir. Bu hakikat Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve selem- tarafından da şöyle ifade edilir:

“Size doğruluğu ve dürüstlüğü tavsiye ederim. Zira doğruluk, kişiyi erdemli bir hayata taşır. Böyle iyilik ve güzelliklerle dolu bir hayat da insanı cennete kavuşturur. Kişi doğru sözlülükte sebatkâr olursa, Allah katında özünde ve sözünde dosdoğru insan, yani “sıddîk” diye yazılır. Yalandan da kaçının, zira yalan kötülüğe götürür, kötülük de cehenneme iletir. Kişi yalan söyledikçe ve yalan peşinde koştukça Allah katında yalancı yazılır.”

RABBANİ TERBİYE ÖLÇÜLERİ

Söze yalan karıştırmak, şahsiyeti çürütecek, pörsütecek ve onu değersiz kılacak zehirli bir virüsün bünyeye girişine kapı aralamaktır. Rabbânî terbiye ölçülerine göre özün sıhhati, doğru sözlülüğe bağlanmış ve şöyle buyrulmuştur:

“Kişinin kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz.”

Şaka ile de olsa yalan söz, yıkıcı ve yıpratıcıdır. Abdullah b. Amr -radıyallahu anh- anlatıyor:

Peygamberimiz evimizde bulunduğu bir günde annem beni yatıştırmak için:

«– Yavrum, gel sana bir şey vereceğim», diye beni çağırdı. Peygamberimiz anneme:

«– Çocuğa ne vermek istedin?» diye sordu. Annem:

«– Hurma vermek istedim», dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:

«– Eğer bir şey vermeseydin (de çocuğu aldatmış olsaydın) sana bir yalan söyleme günahı yazılırdı», uyarısında bulundu.

GÜVENİLİRLİĞİN ÖLÇÜSÜ

İslam kültür ve medeniyeti, güvenilirliğin en önemli ölçüsünün doğruluk olduğunu tespit etmiştir. Atını tutmak için onu boş bir torbayla kandıran kişinin rivayet ettiği hadis-i şerif kabul edilmemiştir. Zira böyle bir kimsede şahsiyet zaafı tespitinde bulunulmuş ve güvenilirlik notundan o kimse zayıf almıştır.

Kur’an ve Sünnet’te yalancılık münafıklara; sadâkat ve dürüstlük ise müminlere nispet edilmiştir. Dürüstlüğün dînî literatürde genel adı “istikâmet”tir. Hem sözde, hem özde, hem de amel ve davranışta dosdoğru olmayı ifade eder ki farz-ı dâimîdir. Yani sürekli uyulması gereken ilâhî bir emirdir.

Dürüstlük, özgüvenin dışa yansımasıdır. Belki şöyle söylemek daha doğru olabilir: Özgüven dürüstlüğü, dürüstlük özgüveni besler. (Kaynak: Dr. Adem Ergül, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkan Yayınları)

İslam ve İhsan

DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK İLE İLGİLİ HADİSLER

Doğruluk ve Dürüstlük ile İlgili Hadisler

GÜVENİLİR İNSAN OLMANIN YOLU

Güvenilir İnsan Olmanın Yolu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.