Dünyanın En Mesut Yuvasının Sırrı

Peygamber Efendimizin (s.a.v) hanelerinin dünyanın en mesut hanesi olmasının sırları nelerdir? Peygamberimiz ailesine karşı nasıl davranırdı?

O’nun hâne-i saâdetleri, dünyanın en mesut yuvasıydı. O yuvadan burcu burcu saâdet râyihaları yayılırdı.

Hiçbir kadın kocasını, ümmetin annelerinin Allah Rasûlü’nü sevdiği kadar sevemez. Hiçbir koca da hanımını, Allah Rasûlüʼnün mübârek zevcelerini sevdiği kadar sevemez. Hiçbir evlât babasını, Fâtıma vâlidemizin sevdiği kadar sevemez. Hiçbir baba da evlâdını Allah Rasûlüʼnün sevdiği kadar sevemez. Zira Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, âile hayatında uyguladığı terbiye usûlüyle, hanımlarının ve evlâtlarının kalplerinde müstesnâ bir muhabbet bağı tesis etmişti.

O yuvada ümmetin anneleri, odalarına ancak başlarını eğerek girebilirlerdi. Odaları, ancak kifâyet miktarı bir alandı. O yuvada günlerce ocak yanmaz, yiyecek bir şey bulunmazdı. Fakat o mesut yuvada, maddî rızıktan ziyâde; rızâ, sabır ve teslîmiyetin lezzetiyle yaşanırdı.

En Hayırlınız…

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- âile fertlerinin birbirlerine karşı hak ve mesʼûliyetlerine son derece ehemmiyet verir, âile huzurunun her hâlükârda muhâfaza edilmesini arzu ederdi. Bu hususta şöyle buyurmuşlardır:

“Sizin en hayırlınız, âile fertlerine karşı hayırlı olandır. Âilesine en hayırlı olanınız ise benim.” (Tirmizî, Menâkıb, 63/3895)

“Bir mü’min, hanımına buğzetmesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ‘, 61)

Camlar Kırılmasın!..

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hanımlara karşı son derece şefkat ve nezâketle muâmele ederdi.

Bir seyahat esnâsında Enceşe adlı bir hizmetkâr, güzel sesiyle nağmeler okuyarak develeri hızlandırmıştı. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de, hızlanan develer üstündeki hanımların zayıf vücutları incinebilir düşüncesiyle, zarif bir teşbihte bulunarak:

“–Yâ Enceşe! Dikkat et, camlar kırılmasın!” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 95; Ahmed, III, 117)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZ HANIMLARINA NASIL DAVRANIRDI?

Peygamberimiz Hanımlarına Nasıl Davranırdı?

PEYGAMBERİMİZİN AİLESİ

Peygamberimizin Ailesi

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN AİLESİNE MUHABBETİ

Peygamber Efendimiz'in Ailesine Muhabbeti

PEYGAMBER EFENDİMİZİN PAK NESEBİ VE AİLESİ

Peygamber Efendimizin Pak Nesebi ve Ailesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.