Duâlar Mirac'a Yükseldi

Yurdun dört bir yanında binlerce Müslüman, Miraç Kandili’ni idrak etmek için camilere akın etti. Eyüp Sultan Camiî’ni dolduran vatandaşlar da geceyi namaz ve duayla eda etti.

İstanbullular Mirac Kandili'ni tarihi camilerde karşıladı. Başta Sultanahmet ve Eyüp Sultan Camiî olmak üzere birçok cami Müslümanlarla doldu taştı. Camiler hınca hınç dolarken vatandaşlar geceyi namaz ve dualarla eda etti. Ankaralı vatandaşlar da Mirac Kandili'nde camilere akın etti.

Kocatepe Camiî'nde akşam namazının ardından okunan Kur'an-ı Kerim ile başlayan kandil programı, kılınan yatsı namazıyla beraber son buldu. Ellerin dua için açıldığı bu gecede, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden camileri dolduran vatandaşlar duydukları mutluluğu dile getirdi. Aileleriyle birlikte camiye gelen çocuklar ise renkli görüntüler oluşturdu.

SELİMİYE'DE KUR'AN VE MEVLİD-İ ŞERİF OKUNDU

Edirne'de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan tarihi Selimiye Camiî, Mirac Kandili'nde doldu taştı. Mübarek Mirac Kandili'ni tarihi camide değerlendirmek isteyen vatandaşlar Selimiye'ye akın etti. Akşam namazını kılan cemaat camiden ayrılmadı. Camii görevlilerinin Kur'an-ı Kerim tilaveti, Mevlid-i Şerif'i okumasını ve birbirinden güzel ilahileri dinleyen cemaat, 'Mirac' konulu vaazı dinleyerek dolu dolu bir gece yaşadı. Yatsı namazına yakın camide insan yoğunluğu had safhaya ulaştı. Kadın-erkek, genç-yaşlı yüzlerce insanın akın ettiği tarihi cami kısa süre içerisinde doldu taştı. Cami içerisinde yer bulamayan cemaat, namazını ancak iç avluda kılabildi. Yatsı namazının ardından cemaat gecenin kalan kısmını değerlendirmek üzere evlerinin yolunu tuttu. Peygamber Efendimiz'in Mekke döneminde Mescid-i Aksa'ya, oradan da Allah'ın katına yaptığı yolculuğa atfen kutlanan Mirac Kandili, birçok ilahi hikmeti, sırrı ve bereketi barındırıyor. Allah ve Hz. Peygamber'e bağlılığı pekiştiren bir sınav şeklinde değerlendirilen Miraç, Efendimiz'in şahsında insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufku olarak nitelendiriliyor.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.