Diyanet İşleri Başkanı: Zalimler Kendi Zulümlerinde Helak Olacaklar

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Filistin'in başkenti Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya yönelik "Mekansal Bölme Girişimi"ne tepki gösterdi, "Zalimler sebep oldukları kaos ve anarşinin içinde helak olacaklardır." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, işgalci mühendislerden oluşan bir ekibin, silahlı işgalciler nezaretinde Harem-i Şerif'e baskın düzenleyerek ölçüm yapmasına tepki göstermek üzere düzenlenen online toplantıda konuştu.

- İşgalciler, mühendis kimliğiyle Mescid-i Aksa’nın harim-i ismetini ihlal etmiştir

Filistinli Alimler Birliği tarafından düzenlenen online toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Barbarca tavırlarından vazgeçmeyen işgalciler, mühendis kimliğiyle ve askerler eşliğinde yine Mescid-i Aksa’nın harim-i ismetini ihlal etmiştir." ifadelerini kullandı.

Erbaş işgalcilerin kendilerince Mescid-i Aksa’yı mekânsal olarak bölme çalışması yaptığına dikkati çekerek, "Tarihi eserleri yok ederek Mescidin hafızasını yok etmek, geçmişle bağını koparmak istiyorlar. Bu girişimler, esasında Mescid-i Aksa’yı yıkma çalışmasıdır. Zaten kazı çalışmalarıyla söz konusu hain plan gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır." dedi.

- Saldırıları ve hain planları şiddetle tel’in ediyorum

Mescid-i Aksa'ya yönelik tacizleri şiddetle kınayan Erbaş, "Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıları ve hain planları bir kez daha şiddetle tel’in ediyorum. Görüyoruz ki, zalimler insanlığı, vicdanı, ahlakı, uluslararası hukuku hiçe sayarak kötülüklerine devam etmektedir. Kadim coğrafyanın birlikte yaşama kültürüne, insanlığın huzuruna, barış ve güvenliğine de kastetmektedir." şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, şunları söyledi:

- Bütün din ve inanç mensuplarını tepki göstermeye davet ediyorum

Bunun için, Peygamberler diyarına, insanlığın ortak mirasına, Mescid-i Aksa’ya yapılan tecavüz karşısında; bütün din ve inanç mensuplarını gerekli tepkiyi göstermeye davet ediyorum. Vicdan sahiplerini, insan hak ve onuruna saygı duyanları seslerini yükseltmeye davet ediyorum. Aksi halde zulme sessiz kalanlar da tarih karşısında ve insanlığın vicdanında ilelebet mahkûm olacaktır.

- Masum Filistinlilerin özgürlük mücadelesi galip gelecektir

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, masum Filistinlilerin özgürlük mücadelesi galip gelecektir. İşgalciler asla hedeflerine ulaşamayacak ve kesinlikle mağlup olacaktır. Zalimler sebep oldukları kaos ve anarşinin içinde helak olacaklardır. 

- Yegâne çözüm; ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır

Diğer yandan Filistin’i, Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı işgal edenlerin insaf, vicdan, hukuk, insan hakları gibi değerlerin hiçbirini umursamadığı artık kesinleşmiştir.

Bu noktada yegâne çözüm; ümmetin bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmasıdır. Dolayısıyla yeryüzündeki bütün Müslümanlar olarak ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirelim. Zorlukları hep beraber aşmanın çarelerini arayalım. Beraberliğimizi zedeleyen ve gücümüzü zayıflatan fitnelere fırsat vermeyelim. Coğrafyamızı kan ve gözyaşı diyarına çeviren zalimlere engel olalım.

- Ülkemiz, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve aziz milletimiz her zaman Mescid-i Aksa’nın muhafızlığını yapan Filistinli kardeşlerimizin yanındadır

Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki; Ülkemiz, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve aziz milletimiz her zaman Mescid-i Aksa’nın muhafızlığını yapan Filistinli kardeşlerimizin yanındadır, yanında olmaya ve her türlü desteği vermeye devam edecektir.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.