Diyanet İşleri Başkanı, 4-6 Yaş Grubu Kur'an Kurslarının Hedeflerini Açıkladı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Ebraş, "Çocuklarımıza 7 yaşından önce sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü öğretmek istiyoruz." dedi.

Erbaş yaptığı konuşmada,  4-6 yaş Kur’an kurslarına değinerek, “Çocuklarımıza yönelik gerek Kur’an kurslarımızda gerek camilerimizde, yaz Kur’an kurslarımızda ecdadımıza layık torunlar yetiştirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 4-6 yaş grubu sınıflar açıyoruz. O sınıflarımıza ne kadar çok çocuk gelirse istikbalimiz o kadar aydınlık olacaktır inşallah.” dedi.

- Çocuklarımıza 7 yaşından önce sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü öğretmek istiyoruz

Başkan Erbaş, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) “Çocuklarınız 7 yaşına gelinceye kadar onlara temel dini bilgileri öğretiniz.” hadis-i şerifini hatırlatarak, “Bugün de istisnasız eğitim bilimcileri ve psikologlar diyorlar ki; ‘İnsanoğlunun karakter yapısının yüzde 70’i, 7 yaşından önce oluşur.’ Biz istiyoruz ki, 7 yaşından önce çocuklarımıza sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü öğretelim. ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ ayet-i kerimesine göre çocuklarımızı yetiştirelim. Çocuklarımızın karakteri, medeniyetimizin dinamiklerine göre oluşsun. Nedir medeniyetimizin dinamikleri? Önce Allah’a iyi bir kul olmak. Resulüne iyi bir ümmet olmak. Vatanını, milletini, ezanını, bayrağını, birbirini, milletini seven gençler olmak. Böyle fertlerden oluşan bir toplumdan hiç kimseye zarar gelmez.” ifadelerini kullandı.

Toplantıya, Şırnak Valisi Osman Bilgin, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Şırnak İl Müftüsü Ahmet Dilek, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.