Çocuğunuzda Bu Belirtilere Dikkat!

Sonbaharda özellikle nezle otu poleni gibi bazı polenlerin en yüksek düzeylerde havada bulunmaları… Küf mantarlarının nemli  ve yağmurlu havalarda uzun süre havada kalabilmeleri… Havanın soğumasıyla birlikte daha fazla zaman geçirilen kapalı mekanlarda maruz kalınan ev tozu akarları… En önemlisi de çocukların okul gibi kapalı ortamlarda  viral enfeksiyonları birbirlerine kolaylıkla bulaştırmaları, bunun sonucunda da alerjik bulguların tetiklenmesi.  

Sonbahar mevsiminde çocuklarda saman nezlesi ve astım gibi alerjik hastalıklar hem sıklığı artıyor, hem de belirtileri alevleniyor. Üstelik kapalı ortamlarda virüslerin kolayca bulaşmaları nedeniyle oldukça sık görülen nezle ile grip enfeksiyonları, alerjik bünyesi olan çocuklarda daha ağır seyrediyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Gülbin Bingöl, özellikle burun akıntısı, hapşırma, burun kaşıntısı, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı gibi alerjik nezle belirtilerinin çocuğun hayat kalitesini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekerek, “Bu yakınmalar aynı zamanda konsantrasyon bozukluğuna yol açıp çocuğun okul performansını da düşürebiliyor veya okulda önemli gün kaybına neden olabiliyor. Bu yüzden ebeveynlerin alerjik belirtiler karşısında en kısa sürede bir hekim başvurmaları çok önemli” diyor.

NEDENİ “SONBAHAR ALERJİSİ” OLABİLİR

Çocuklarda alerjik nezle genellikle okul öncesi dönemde başlıyor. Ancak okula başlayana kadar bilinen bir alerjisi olmayan çocuklarda da okul döneminde polen, ev tozu akarı veya küf mantarlarına karşı duyarlılıkları gelişebiliyor. Bu nedenle yeni bir ortama giren çocuklardaki bazı belirtilere dikkat etmek gerektiğini söyleyen Bingöl, bunları şöyle sıralıyor:

“Alerji geliştiğinde üst ve alt solunum yollarıyla ilgili belirtiler görülebiliyor. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, hapşırma, genizde kaşıntı hissi, gözlerde kızarıklık, sulanma gibi sorunlar yaşanıyor. Bunların dışında düzelmeyen kuru öksürük özellikle gece öksürüğü, göğüste hışıltı ile nefes darlığı gibi alt solunum yollarıyla ilgili belirtiler de gelişebiliyor. Bu durumda zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak gerekiyor.”

ERKEN TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ

Hastalığın doğru tanısı ve tedavisi hem çocuğu rahatlatmak, hem de gereksiz ilaç kullanmayı önlemek açısından çok önemli. Erken tanı ve tedavinin ileride gelişecek astım ile KOAH gibi komplikasyonların ve  havayollarında oluşabilecek kalıcı hasarın önlenmesinde büyük önem taşıdığını belirten Bingöl, sözlerine şöyle devam ediyor: “Alerjik hastalıklarda korunma yöntemleri önemli olmakla beraber, tek başına yeterli gelmiyor. Hastalık saptandığında çocuğun belirtilerine ve yaşına göre uygun tedavi yöntemleri seçiliyor. Alerjik nezleye yönelik burun spreyleri, astıma yönelik havayolu ile alınan ilaçlar, tedavinin önemli parçalarını oluşturuyor. Bunların yanı sıra hem nezle hem de astımda kullanılabilen tabletlere de başvuruluyor. Hastalık her zaman  tamamen geçmeyebiliyor ama kontrol altına alınabiliyor.”

EVDEKİ NEM ORANINA DİKKAT EDİN

  • Çocuğunuz alerjikse, evin içinde nem oranını azaltmaya yönelik önlemler alın. Evdeki nem oranının yüzde 50’nin altında olmasına dikkat edin.
  • Evde duvarlarda ve özellikle banyoda akan ya da kabaran yerleri onarın. Ev içinde çiçek varsa, çiçek diplerinde küf olup olmadığını kontrol edin. Çocuğunuzda ev tozu alerjisi varsa, yatak odasındaki halıyı kaldırın. Çok fazla eşya, baza, büyük giysi dolabı ve yüklü bir kitaplık bulundurmayın, battaniye kullanmayın. Çünkü bu tip eşyalar ister istemez toz barındırıyor ve alerjileri tetikleyebiliyor.
  • Çocuğunuza yünlü ve tüylü giyseler giydirmemek de, almanız gereken önlemler arasında.
  • Özellikle astım tanısı konmuşsa, çocuğunuza grip aşısı yaptırmanız korunmada etkili olabiliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.