Çocuğun İlk Ayakkabısını 2 Yaşından Sonra Alın!

“Çocuğun ilk ayakkabısının doğru seçilmesi, ayak sağlığı açısından büyük önem taşıyor” diyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Doğan, 2 yaşından önce çocuğa ayakkabı alınmasının gereksiz olduğunu vurgulayarak, ayakkabı seçimi ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Çocuklara rastgele alınan ayakkabılar, çocuğun ayak sağlığını ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuk ayakkabılarında seçimin sanıldığından çok detay içerdiğini vurgulayan Doğan, çocuk ayakkabısı almanın püf noktalarını anlattı. Çocuğunuza ayakkabı alacaksınız bu önerileri okumadan alışverişe çıkmayın:

BIRAKIN ÇIPLAK AYAKLA BASSIN

Çocukların büyük bir çoğunluğu on iki aylıkken yürümeye başlarlar. Ancak, bu süreden daha önce ve sonra yürüyenler de azımsanamayacak kadar çoktur. Bu gelişme, anne ve babaları çocuklarına ilk ayakkabısını alma telaşına sokar. Oysa çocukların özellikle iki yaşına kadar çıplak ayak ya da çorapla yürümelerine izin verilmesi gerekir. Böylelikle; hem ayakların normal büyümesi, hem sağlıklı kas gelişimi, hem de parmakların kavrama yeteneklerinin gelişmesi sağlanır.

ÇORAP YA DA PATİK YETERLİ

Yeni doğan ve süt çocukluğu dönemindeki çocukların ayakkabıya ihtiyaçları olmasa da soğuktan korunmalarını sağlamak amacıyla patik ya da çorap giydirilebilir. Dış ortama çıkarken aile illa ayakkabı giydirmek istiyorsa yumuşak ve yuvarlak hatları olan ayakkabılar tercih edilmelidir.

YAŞI 2 OLMADAN AYAKKABI GEREKSİZ

Çocuklarda cilt altı yağ dokusu fazla olduğu için iki yaşına kadar her çocuğun ayağı düztaban izlenimi verir. Ancak, çocuğa erken dönemde, bilhassa sert tabanlı ayakkabı giydirilmesi; ark dediğimiz ayak kavislerinin fizyolojik gelişimini engeller ve düztabanlığın oluşmasını kolaylaştırır. Çocuklar ilerleyen yaşlarda daha aktif hale geldikçe ve ayakları geliştikçe, ayakkabı ihtiyacı belirginleşir. Ayakkabının önemi bu aşamadan sonra ortaya çıkar.

SPOR DEĞİL NORMAL DAHA UYGUN

Çocuklarda uygun ayakkabı için temel kriter ayağa uygunluk olsa da, ayakkabı seçiminde fonksiyonu da göz önünde tutulmalıdır. Çocuklar aktif varlıklardır ve çocuğun aktivitelerinde kısıtlamaya yol açmayacak uygun ayakkabılar giydirilmelidir. Yürümeye yeni başlayan çocukların ayakları gelişme sürecinde olduğu için kauçuk ya da plastik materyalden yarı esnek tabanlı ayakkabılar tercih edilmeli. Yürümenin başlangıç aşamasında, lastik spor ayakkabı yerine normal ayakkabı kullanılması daha uygundur.

ÇOCUĞA AYAKKABI SEÇİMİNİN PÜF NOKTALARI

Denemeden almayın: Çocuğunuz yanınızda olmadan ayakkabı almayın. Çocuğunuzun ayak ölçüsüne güvenmek yerine, uygun ayakkabıyı bulmak için deneme yanılma yöntemini tercih etmelisiniz.

Zamanla açılmaz: Aldığınız ayakkabı için asla ‘zamanla açılır’ şeklinde bir düşünceniz olmasın; ayakkabınız daha ilk alındığı anda rahat olmalıdır.

Öğleden sonra alın: Çocuğunuzun ayakkabı alışverişini sabah saatlerinde değil, öğleden sonra yapın. Çünkü gün içerisinde çocukların ayaklarında tıpkı büyüklerde olduğu gibi hafif bir şişme olur. Bu yüzden ayakkabı alışverişi öğleden sonra yapılmalıdır.

Ayakta bastırın: Çocuğunuzun ayakkabısını ayakta bastırarak deneyin. Çocuğunuzun son giydiği ayakkabı numarası yeni alacağınız ayakkabı için kesinlikle referans olarak alınmamalı. Çünkü çocuk ayakları, büyüme esnasında çok değişkenlik gösterebilir.

Büyük ayağı baz alın: Ayrıca, her iki ayağın ölçüleri birbirinden farklı olabilir (çoğunlukla ayağın biri diğerinden büyüktür), denemenizi büyük olan ayağa göre yapınız.

Çorapla denetin: Ayakkabıyı denerken o ayakkabı ile birlikte giydirmeyi düşündüğünüz çorap ile deneyin (kışın kışlık çorap, yazın yazlık çorap).

Bot tipini tercih edin: Çocuğunuza ayakkabı alırken tercihiniz bot tipi olsun. Botların ayak bileğini daha iyi kavrayacağı düşünülürse tercihinizi bottan yana kullanmak daha uygun olacaktır.

Esnek tabanlı olsun: Tabanı yarı yumuşak ve esnek, tercihen de bağcıklı olmalı (bağcıklarını kısa tutun).

1 cm boşluk yeterli: Ayakucunda parmaklar rahat hareket edecek şekilde bir miktar boşluk (1cm'ye yakın) kalmalıdır.

Yanlardan sıkmasın: Tarak kısmının genişliği çocuğun ayağına uygun olmalı, yanlardan ayağı sıkmamalıdır.

Hafif olsun: Ayrıca ayakkabıların hafif olması çocukların yürürken daha az enerji harcamalarını sağlar.

Topuksuz seçin: Topuk kısmı alçak olmalı. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda ayakkabının topuklu olmasına gerek yoktur, üstelik topuksuz ayakkabı yürüyüşlerini kolaylaştıracaktır. Daha büyük çocuklarda da topuk yüksekliği 1.5-2 cm.yi geçmemelidir.

Ayağa baskı yapmamalı: Ayrıca, ayakkabının topuğu saran kısmı topuğu destekleyecek şekilde sert ve ön kısmının ise ayağın büküldüğü yerden rahatça bükülmesine izin verecek şekilde yumuşak olmasına dikkat ediniz. Ayak bileğini saran kısmı, ayak bileği hareketini engellemeyecek şekilde yumuşak olmalıdır.

AYAKKABISININ MALZEMESİNİ DOĞRU SEÇİN

Doğal deriden şaşmayın: En ideali doğal deridir. Derinin gözenekli yapısı, ayağın teneffüs etmesini sağlar. Esneme kabiliyeti vardır ve ayak için en uygun şekli kolayca alabilir.

Plastikten uzak durun: Ayakkabıların üst kaplamaları için plastik gibi yapay maddelerden kaçınılmalı.

Kaymayan taban olsun: Ayakkabının tabanı kaymalara karşı dayanıklı bir malzemeden olmalı.

Mantar tabanlı almayın: Çocuk ayakkabılarında sıklıkla kullanılan destekleyici mantar tabanlıklardan uzak durulmalı.

Kaynak: Sabah

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.