Çileğin Faydaları Nelerdir?

Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi çileğin faydalarının saymakla bitmeyeceğini belirten uzmanlar, rengi, kokusu ve tadı ile en sevilen meyvelerden biri olan çilekte bol miktarda fosfor ve demir bulunduğuna dikkat çekti.

Çileğin B, C ve K vitamini açısından bir hayli zengin olduğunu belirten uzmanlar, "Çilek vücuda kuvvet verir, damar tıkanıklığını önler ve kolesterolü düşürür. Çok iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemini güçlendirir. Kansere karşı koruyucu özelliği vardır ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.

ÇİLEĞİN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR!

Bağırsak kurtlarının dökülmesini yardımcı olur, kanı temizler, vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştırır. Diş etlerini güçlendirir, ağız kokusunu giderir. Oyuncular dişlerine çilekle masaj yaparak dişlerini beyazlatır. Sakinleştirici etkiye sahiptir, stresi azaltır, tansiyonu düşürür, ateşi düşürür. Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır, güzellik katar cilde. Vücutta biriken zehirli maddeleri dışarı atar, damar sertliği ve böbrekteki kum taş gibi rahatsızlıkları önler ve zamanla bunların geçmesini sağlar. İdrar söktürücü özelliği vardır" diye konuştu.

Çileğin 100 gramında 37 kalori, 59 mg C vitamini (bu oran limondan bile fazla), 1 mg sodyum, 174 mg potasyum, 21 mg kalsiyum olduğunu belirten uzmanlar, çileğin hazmedilmesinin biraz zor olduğu için midesi hasta ve tembel olan kişilerin çilek suyunu tercih etmeleri gerektiğini söyledi. Çilekle sağlık iksiri hazırlamanın formülünü de veren uzmanlar, "300 gram çilek yaprağı ve kökü 1 gece ıslatılarak ertesi gün 1 litre suda 20 dakika kaynatılıp çay gibi içilirse mafsal iltihabı, damar sertliği, tansiyon yüksekliği, karında su toplanması, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında, kum ve taş rahatsızlıklarında hastalara fayda veriyor. Çilekte diğer meyvelerde bulunmayan salisilik asit bulunuyor" diye konuştu.

Çileğin fazla tüketilmesinin bazı kişilerde alerjiye sebebiyet verdiğini hatırlatan uzmanlar, "İyice yıkanmaması durumunda ise böbreklerde kum oluşmasına sebep olabilir. İhtiva ettiği potasyum ve fosfor ile kronik böbrek yetmezliği olan hastalar için sıkıntı teşkil edebilir. Bu sebeple böbrek hastalarının doktora danışarak yemelerinde fayda vardır" dedi.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.