Cehennemden Hisse Alan Kişiler

Cehennemden bir pay almak istemeyen Müslüman nelere dikkat etmelidir?

Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:

“Ben sadece bir beşerim. Sizler bana (aranızdaki ihtilâflar sebebiyle) muhâkeme olmak üzere geliyorsunuz. Belki biriniz, delilini getirmekte diğerinden daha becerikli olabilir ve merâmını daha iyi anlatabilir. Ben de dinlediklerime göre o kimsenin lehinde hüküm veririm. Kimin lehine kardeşinin hakkını alıp hüküm vermişsem, ona cehennemden bir pay ayırmış olurum.” (Buhârî, Şehâdât, 27; Müslim, Akdiye, 4)

Hakîkaten bâzı insanlar, güzel konuşmaları ve yüksek zekâları sâyesinde, yaptıkları zulmü, dünyâ plânında örtbas edebilirler, haksız iken kendilerini haklı gösterebilirler. Ancak onlar hiçbir zaman kurtulduklarını zannetmemelidirler. Bu dünyâda beşerî adâleti yanıltıp kendilerini kurtardıklarını düşünseler bile âhiretteki ilâhî mahkemede her şey bir bir ortaya dökülecek ve haklının hakkı haksızdan alınacaktır. Âhirette düşülecek bu rezil durum ise, dünyâ plânındaki rezillik ve zilletten çok daha ağır olacaktır.

Bu itibarla, hâkim huzûrunda başka birinden hak talep eden kişinin, gerçekten haklı olup olmadığını vicdânında çok iyi muhâsebe etmesi îcâb eder. Adâlet meselesi, hayâtın sadece belli alanlarında değil, tamamında mühimdir. Ticâretten eğitime, çevreden âileye kadar… Âile içinde de:

EVLATLAR ARASINDA ADALET

Cinsiyet farkı sebebiyle evlâtlar arasında ayrım yapmak, Allah Teâlâ’nın takdîrine hürmetsizliktir, rızâ ve teslîmiyet zaafıdır.

Sırf cinsiyeti yüzünden kız çocuklarının, birçok haklarından mahrum bırakılarak zulme mâruz kaldıkları, bilinen bir gerçektir. Allah Teâlâ, yegâne üstünlük ölçüsünün “takvâ” olduğunu beyân ederken, “cinsiyet” gibi bir meseleyi üstünlük sebebi ittihâz etmek, ilâhî hakîkatlere haksızlıktır, zulümdür.

Sahâbînin biri, Peygamber Efendimiz’in yanında otururken, yanına küçük oğlu geldi. Hemen onu kucaklayıp öptü ve dizine oturttu. Az sonra da küçük kızı geldi. Adam onu dizine değil, yanına oturttu. Bunu gören Peygamber Efendimiz:

“–Çocuklar arasında adâleti gözetmen gerekmez miydi?” buyurdu. Böylece kız ile erkek çocuğa -sırf cinsiyeti sebebiyle- farklı davranmamak ve birini diğerine tercih etmemek gerektiğini ifade buyurdu.[1]

Nûman bin Beşîr (r.a.) şöyle anlatır:

Babam beni Resûlullah’a götürdü ve:

“–Ben, sâhip olduğum bir köleyi bu oğluma verdim.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah:

“–Buna verdiğini diğer çocuklarına da verdin mi?” diye sordu. Babam:

“–Hayır, vermedim.” dedi. Resûlullah:

“–O hâlde yaptığın hibeden (bağıştan) dön!” buyurdu. (Buhârî, Hibe 12, Şehâdât 9; Müslim, Hibât 9-18)

[1] Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, Beyrut 1987, IV, 89; Beyhakî, Şuab, VII, 468; Heysemî, VIII, 156.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

HAK VE ADALET NEDİR?

Hak ve Adalet Nedir?

ADÂLETTE EN GÜZEL ÖRNEK

Adâlette En Güzel Örnek

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.