Beş Vakit Namazın Kılınma Şekli

Beş vakit namaz nasıl kılınır, namazlarda hangi dualar okunur? Namazların tek başına kılınma şekli.

Namazlar; farz, vâcip, sünnet, müstehap ve nâfile kısımlarına ayrılır. Bu namazlar yukarıda açıkladığımız farz, vâcip, sünnet ve âdâbı gözetilerek şu şekilde kılınır:

1. Sabah Namazının Kılınma Şekli - Sabah Namazı Nasıl Kılınır?:

Sabah namazının iki rekât sünnetini kılmak için: “Niyet ettim bugünkü sabah namazının sünnetini kılmaya” diye niyet eder, elleri, baş parmak kulaklarının yumuşağına gelecek kadar yukarıya kaldırıp, “Allahuekber” diye tekbir alır.

Bundan sonra elleri bağlar, “Sübhâneke’llâhümme ve bi hamdike ve tebârekesmüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruk” duasını okur ve “Eûzü billahi mine’ş-şeytânirracîm (İlâhî rahmetten kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım) - Bismillâhirrahmanirrahim (Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla başlarım)” der ve Fâtiha sûresini okur, sonra “âmin (kabul buyur, ey Rabb’imiz)” der ve bir miktar daha Kur’an okur. Bu bir miktarla kastedilen, en az bir sûre veya üç kısa âyet yahut üç kısa âyet uzunluğunda bir âyettir.

Bundan sonra “Allahuekber” diye rükûa varır, bu durumda en az üç kere, “Sübhâne rabbiye’l-azîm (Yüce Rabb’imi her türlü eksik sıfatlardan tenzih ederim )” der. Sonra “semi allahü limen hamideh (Allah, hamdeden kulunun övgüsünü işitmiştir)” diyerek ayağa kalkar, ayakta “Allâhümme Rabbenâ leke’l-hamd (Allahım! Hamd sana mahsustur)” der, bundan sonra “Allahuekber” diyerek secdeye varır, secdede üç kere “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ (Ey en yüce olan Rabb’im! Seni her türlü eksik sıfatlardan tenzih ederim)” der, sonra “Allahuekber” diyerek kalkar, bir tesbih miktarı oturup, yine “Allahuekber” diyerek ikinci secdeye varır, bunda da üç kere “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” der. Bununla bir rekât tamamlanmış olur.

Bu ikinci secdeden sonra “Allahuekber” denilerek ikinci rekâta kalkılır. Ayakta yalnız Besmele ile Fâtiha ve bir miktar daha Kur’an okunur, birinci rekâtta olduğu gibi rükû ve secdelere varılır, ikinci secdeden sonra oturulur ki bu iki rekâtlı bir namazda son oturuştur. Bunda Tehıyyât, salli-bârik ve “Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten...” duaları sonuna kadar okunur, sonra “es-selâmü aleyküm ve rahmetullah (Allah’ın selâmı ve rahmeti size olsun)” diyerek sağ tarafa, sonra da yine “es-selâmü aleyküm ve rahmetullah” diyerek sol tarafa yüz çevirip selâm verilir. Bununla sağ ve sol tarafta bulunan mü’minlere, meleklere ve mü’min cinlere selâm verilmiş olur. Böylece iki rekâtlı bir namaz bitmiş bulunur.

Bütün bu tekbirler, tesbih ve kıraatler gizli, yani namaz kılanın kendisinin işitebileceği bir sesle gizlice yapılır.

Namazda erkekler ile kadınların ellerini kaldırma, bağlama şekli, rükû ile secdelerde ve oturuşlarda alacakları durumlar “Namazın sünnetleri ve âdâbı” konularında açıklanmıştır.

Sabah namazının iki rekât farzı ise şöyle kılınır:

Önce, erkeklere mahsus olmak üzere kâmet getirilir, sonra “bugünkü sabah namazının farzını kılmaya” diye niyet edilir ve eller kulakların hizasına kadar kaldırılarak “Allahu ekber” diye namaza başlanır ve sabah namazının sünnetinde belirtildiği üzere kılınıp tamamlanır. Ancak sabah namazının farzında Fâtiha’dan sonra biraz fazla Kur’an okunması sünnettir. Bu sünnetin en az miktarı kırk âyet kadardır. Bununla birlikte üç kısa âyet miktarı okunması da caizdir. Vaktin çıkmasından korkulduğu takdirde az âyet okunur. Hatta yalnız Fâtiha ile veya bir birkaç âyetle de yetinilebilir. Ebû Hanife’ye göre, farz olan kıraatin alt sınırı, en az altı harfli bir âyettir. “Sümme nazara (sonra baktı)” ve “lem yelid (doğurmadı)” âyetlerinde olduğu gibi.[1]

Tek başına namaz kılan kimse, bu farzı kılarken tekbirleri, Fâtiha’yı, ilâve edeceği sûre veya âyetleri ve “semi allahü limen hamideh” cümlesini açık (sesli) okuyabilir.

2. Öğle Namazının Kılınma Şekli - Öğle Namazı Nasıl Kılınır?:

Öğle namazının ilk dört rekât sünnetinin önceki iki rekâtı, tam olarak sabah namazının iki rekât sünneti gibi kılınır. Ancak burada; “Bugünkü öğle namazının sünnetine” diyerek niyet edilir ve bunda ikinci rekâttan sonraki oturuş, son oturuş değil, ilk oturuş olduğundan bu oturuşta yalnız “Tehıyyât” okunur, sonra “Allahuekber” diyerek üçüncü rekata kalkılır, Sübhâneke okunmaksızın, yalnız Besmele ile Fâtiha ve bir miktar daha Kur’an okunarak, yine yukarıda belirtildiği şekilde rükû ve secdelere gidilir, bundan sonra dördüncü rekât için “Allahuekber” denilerek ayağa kalkılır, bunda da yalnız Besmele ile Fâtiha ve bir miktar Kur’an okunarak, yine belirtildiği şekilde rükû ve secdelere varılır, bundan sonra oturulur ki, bu son oturuştur. Bunda “Tehıyyât” ile “salli-bârik” ve “Rabbenâ âtinâ...” duaları sonuna kadar okunup iki tarafa selâm verilir. Böylece bu dört rekât sünnet kılınmış olur.

Öğle namazının dört rekât farzı ise şöyle kılınır: Sünnetten sonra, namaza aykırı bir şey ile uğraşmadan ayağa kalkılır, kâmet getirilir. “Bugünkü öğle namazının farzını kılmaya” diye niyet edilir ve eller yukarıya kaldırılıp “Allahuekber” diyerek tekbir alınır, ilk iki rekâtı, sabah namazının iki rekât farzı gibi kılınır. Ancak bu iki rekâttan sonraki oturuş, ilk oturuş olduğundan, bunda yalnız “Tehıyyât” okunur, bundan sonra “Allahuekber” denilerek üçüncü rekâta kalkılır, yalnız Besmele ile Fâtiha okunarak, rükû ve secdelere varılır, sonra “Allahuekber” denilerek dördüncü rekât için ayağa kalkılır, yine Besmele ile Fâtiha sûresi okunarak rükû ve secdelere gidilir. Bundan sonra oturulur ki, bu son oturuştur. Bunda “tehıyyât” ile “salli ve barik” ve “Rabbenâ âtinâ...” duaları sonuna kadar okunup, iki tarafa selam verilir. Böylece farz da kılınmış olur.

Öğlenin farzında okunacak âyetler, sabah namazında okunacak âyetlerden çoğunlukla az olur.

Öğlenin son iki rekât sünneti ise, “bugünkü öğle namazının son sünnetini kılmaya” diye niyet edilip, tam olarak sabah namazının iki rekât sünneti gibi kılınır. Bu son sünneti dört rekât olarak kılmak müstehaptır. Bu takdirde ya her iki rekâtta bir selâm verilir, yahut dört rekâtın sonunda selam verilir. Bu takdirde birinci oturuşta yalnız “Rabbenâ âtinâ...” duası okunmaz, “tehıyyât” ve “salli-barik” duaları okunur, üçüncü rekât için tekbir alınarak ayağa kalkılınca yine “sübhaneke” okunur ve bu son iki rekât da önceki iki rekât gibi kılınır.

Tek başına kılan, öğle namazının gerek sünnetlerinde gerek farzında gizli okur.

3. İkindi Namazının Kılınma Şekli - İkindi Namazı Nasıl Kılınır?:

İkindi namazının dört rekât sünneti, müekked olmayan sünnettir. Her iki rekâtı bağımsız namaz gibidir. Bu yüzden dört rekâtın her iki rekâtlık bölümü sabah namazının iki rekât sünneti gibi kılınır. Önce, “bugünkü ikindi namazının sünnetini kılmaya” diye niyet edilir, Bu namazın ilk iki rekâtı, sabah namazının sünneti gibi kılınarak oturulur. Bu bir son oturuş demektir. Bu yüzden burada “tehıyyât...” ile birlikte “salli- bârik” duaları okunur, yalnız “Rabbenâ âtinâ...” duası okunmaz. Sonra “Allahuekber” diyerek üçüncü rekâta kalkılır. “Sübhaneke” ile “Eûzü- Besmele”den sonra Fâtiha ve bir miktar daha Kur’an okunarak rükû ve secdelere varılır. Bundan sonra tekbir ile dördüncü rekâta kalkılarak, yalnız “Besmele” ile Fâtiha ve bir miktar daha Kur’an okunur. Sonra yine rükû ve secdelere varılır. Bundan sonra oturulur ki, bu da son oturuştur. Burada “tehıyyat” ile “salli- bârik” ve “Rabbena âtinâ..” duaları sonuna kadar okunarak iki tarafa selâm verilir.

İkindi namazının farzının kılınışı: Bu da tam olarak öğle namazının farzı gibi kılınır. Yalnız niyet farklı olur, yani “bugünkü ikindi namazının farzını kılmaya” diye niyet edilir.

Tek başına namaz kılan kimse, ikindi namazının sünnetini ve farzını, öğle namazı gibi gizli okuyarak kılar.

4. Akşam Namazının Kılınma Şekli - Akşam Namazı Nasıl Kılınır?:

Akşam namazının üç rekât farzı, öğle ve ikindi namazlarının ilk üç rekât farzları gibi kılınır. Şöyle ki: “Bugünkü akşam namazının farzını kılmaya” diye niyet edilip, namaza tekbir ile başlanır. Yukarıda açıklanan şekilde ilk iki rekât kılınarak oturulur. Bu, birinci oturuştur. Bunda yalnız “tehıyyât” okunur. Sonra üçüncü rekâta kalkılarak yalnız “Besmele” ile Fâtiha okunur, sonra “Allahuekber” denilerek rükû ve secdelere varılır. Bundan sonra oturulur ki, bu da son oturuştur. Bunda “tehıyyât” ile “salli-bârik.” ve “Rabbenâ âtinâ..” dualarını okuduktan sonra iki tarafa selâm verilir.

Akşam namazının farzında, vaktin darlığından dolayı kısa sûreler okunur.

Akşam namazının sünnetinin kılınışı: Buna da; “Bugünkü akşam namazının sünnetini kılmaya” diye niyet edilip, tam olarak sabah namazının sünneti gibi kılınır. Bu sünneti altı rekât olarak kılmak ise müstehaptır. Bu takdirde bir, iki veya üç selâmla kılınır. İki rekâtta bir selâm verilirse, her iki rekât sabah namazının sünneti gibi kılınır. Bununla birlikte dört rekâtta bir selam verilip ikindi namazının sünneti gibi de kılınabilir. Bu ziyade dört rekâta veya altı rekâtın tamamına “Evvâbîn Namazı” denir.[2]

Tek başına kılan, akşam namazının farzını da sabah namazının farzı gibi açıktan okuyarak kılabilir.

Akşam namazını tek bışına kılan kimse, cemaatle kılındığını görse, imama uyarak yeniden kılamaz, aksi halde son kılacağı nâfile olur, halbuki üç rekâtlı nâfile namaz yoktur.

5. Yatsı Namazının Kılınma Şekli - Yatsı Namazı Nasıl Kılınır?:

Yatsı namazının ilk dört rekât sünneti, müekked olmayan sünnetlerdendir. Tam olarak ikindi namazının dört rekât sünneti gibi kılınır. Dört rekât farzı da tam olarak öğle ve ikindi namazlarının farzları gibi eda olunur. İki rekât son sünnetine gelince, bu da tam olarak sabah ve akşam namazlarının iki rekât sünnetleri gibi kılınır. Bunlarda yalnız niyetler değişmiş, yatsı namazının farzına veya sünnetlerine niyet edilmiş olur.

Yatsı namazının son sünneti de dört rekât olarak kılınabilir.[3] Bu takdirde ikindi namazının ilk dört rekât sünneti gibi kılınır. Bununla birlikte iki rekâtta bir selam vermek suretiyle de kılınabilir. Bu durumda her iki rekât bağımsız namaz olacağı için oturuşlarda “Tehıyyât..”, “salli-bârik” ve “Rabbenâ âtinâ” duaları okunur. Gece kılınacak nâfile namazlarda efdal olan da bu şekilde iki rekâtta bir selam vermektir.

Tek başına namaz kılan kimse yatsı namazının farzını açıktan (sesli) okuyarak da kılabilir.

Öğle ve yatsı namazını kendi başına kılan kimse, daha sonra cemaate kıldıran imama uyabilir. Bu takdirde cemaatle kıldığı namazı nâfile olur ve cemaat sevabı alması umulur. Çünkü bu namazlardan sonra nâfile kılmak caizdir. Sabah, ikindi ve akşam namazlarını kendi başına kılan kimsenin, daha sonra cemaate kıldıran imama uyması ise caiz olmaz. Çünkü imamla birlikte ikinci kez kılınacak bu namazlar nâfile hükmünde olur. Sabah ve ikindi namazından sonra nâfile namaz kılmak mekruh olduğu gibi, akşam namazının benzeri üç rekâtlı nâfile namaz yoktur.[4] Diğer yandan öğle namazını evinde kılan ve daha sonra bu namazı cemaate kıldırırken Hz. Muhammed’in yanına gelip, ona uymayan sahâbiye Allah’ın Rasûlü şöyle buyurmuştur: “Bizim yanımıza geldiğin halde, seni bu namazı kılmaktan meneden nedir?” [5]

Dipnotlar:

[1] bk, Kâsânî, age, I, 110; İbnu’l-Humâm, age, I, 193, 205, 322 vd; İbn Âbidîn, age, I, 415; Zeylâî, Tebyînü’l-Hakâik, I, 104 vd.; Bilmen, age, s. 153 vd. [2] bk. İsrâ, 17/25; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, Mısır (t. y) II, 230. [3] bk. Zeylâî, Nasbu’r-Râye, II, 145 vd; Şevkânî, Neylü’l-Evtar, III, 18; Şürünbülâlî, Merâkı’l-Felâh, s.64. [4] Ebû Dâvud, Salât, 56; Tehânevî, İ’lâü’s-Sünen, IV, 267, H. No: 1263- 1266, 287, H. No: 1273. [5] A. İbn Hanbel, IV, 215.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

5 VAKİT NAMAZ NASIL KILINIR?

5 Vakit Namaz Nasıl Kılınır?

NAMAZ NASIL KILINIR?

Namaz Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.