Bakara Suresinin 231. Ayeti Ne Anlatıyor?

Bakara suresinin 231. ayetinde ne anlatılıyor? “Din ciddiyet ister” buyuran ayet-i kerime, Bakara suresinin 231. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

وَلَا تَتَّخِذُٓوا اٰيَاتِ اللّٰهِ هُزُوًاۘ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَمَٓا اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُمْ بِه۪ۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟

Allah’ın âyetlerini sakın alaya almayın. Allah’ın size bahşettiği nimetleri, kitaptan ve hikmetten size öğüt vermek üzere gönderdiklerini dilinizden düşürmeyin. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir. (Bakara, 2/231)

DİN CİDDİYET İSTER

Bilgi

Cahiliye döneminde kadınların mağduriyetine yol açan bazı uygulamalar vardı. Bunlardan bir tanesi de boşanan kadınların yeniden evlenmelerinin engellenmesi ve mağdur edilmeleriydi. Oysaki dinimiz, kadın haklarına son derece önem verir. Bu sebeple söz konusu davranışın yanlış olduğu açıklanmıştır.

Allah, bu ayette kadınların haklarının çiğnenmesini yasaklamış, ardından da bizim dünya ve ahiretimizi güzelleştirecek çok önemli nasihat ve uyarılarda bulunmuştur. Bunlar; Allah’ın ayetlerini ciddiye almak, nimetlerini unutmamak ve sorumluluk bilincini/takvayı kuşanmaktır.

Mesaj

  1. Dinî hükümleri hafife almak kişiyi imandan eder.
  2. Ayetler bizler için faydalı ve hikmet yüklü mesajlar taşır.

Kelime Dağarcığı

Hikmet: Kur’an’ı açıklayan sünnet bilgisi.

Hüzüv: Alay, eğlence.

Nimet: Allah'ın, kullarının yararlanması için verdiği her türlü ikramı.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Kadınları boşadığınızda, onlar da bekleme süresini tamamladıklarında ya onları yanınızda güzellikle tutun veya kendilerinden tatlılıkla ayrılın. Sırf kendilerine haksızlık etmek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Böyle davranan, sadece kendine yazık etmiş olur. Sakın Allah’ın âyetleriyle eğlenmeye kalkmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. Allah’a karşı gelmekten sakının ve iyi bilin ki Allah, her şeyi hakkiyle bilmektedir.

Bir kısım erkekler hanımını boşuyor, iddet müddeti bitmeye yaklaşınca onu yanına alıyor, sonra sırf ona zarar vermek ve baskı uygulayarak verdiği mehri geri alabilmek kastıyla tekrar boşuyordu. Bu durum böylece tekrar edip duruyordu. Allah Teâlâ, bu yanlış uygulamayı yasaklamak ve kadınları zarardan korumak üzere bu âyet-i kerîmeyi indirdi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II, 652)

Buna göre hanımları boşayıp iddetleri bitmeye yaklaşınca ya iyilikle, meşrû ölçüler içinde onları nikah altında tutmak ve onlarla güzel bir şekilde geçinmek gerekir. Ya da onları yine iyilik ve güzellikle salıvermek, iddetlerini tamamlayıp boşanmalarına imkân tanımak gerekir. Bunun dışında onlara zarar vermek, intikam almak ve haklarına tecâvüzde bulunmak gibi yanlış düşüncelerle onları nikah altında tutmaya çalışmak haramdır. Böyle davrananlar, günaha girdiklerinden dolayı sadece hanımlarına değil gerçekte kendilerine zulmetmiş olacaklardır. Âyetteki “Sakın Allah’ın âyetleriyle eğlenmeye kalkmayın” (Bakara 2/231) ifadesi, ciddi bir uyarı özelliği taşımaktadır.

Allah’ın herhangi bir konudaki emrini veya yasağını görmezlikten gelmek, hiçe saymak ve ona uygun davranmamak, bir mânada onlarla alay etmek olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla her konuda olduğu gibi, evlenme ve boşanma konusunda da ciddi olunmalı, Allah’ın emrine uygun davranılmalıdır. Bunun için de Allah’ın üzerimizde bulunan nimetlerini, bunlar içinde de özellikle bize öğüt vermek, gerçekleri öğretmek ve yanlışlardan sakındırmak üzere indirdiği Kur’ân-ı Kerîm’i, ondaki mâna, hüküm ve hikmetleri, bununla birlikte Kur’an’ın canlı bir tefsiri olan Allah Resûlü’nün sünnetini hep hatırda tutmak, onlardan gereği gibi istifade etmek lazımdır.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

DİN NE DEMEK?

Din Ne Demek?

DİN NEDİR? DİN NEDEN ÖNEMLİDİR?

Din Nedir? Din Neden Önemlidir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.