Bakara Suresi 280. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bakara Suresi 280. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 280. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Bakara Suresi 280. Ayetinin Arapçası:

وَاِنْ كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ اِلٰى مَيْسَرَةٍۜ وَاَنْ تَصَدَّقُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Bakara Suresi 280. Ayetinin Meali (Anlamı):

Eğer borçlu zor durumdaysa genişliğe çıkıncaya kadar ona mühlet verin. Darda olan borçluya alacağınızı bütünüyle bağışlamanız ise, bir bilseniz, sizin için daha hayırlıdır.

Bakara Suresi 280. Ayetinin Tefsiri:

İslâm, bir taraftan borçludan bir an önce borcunu ödemesini isterken, diğer taraftan da alacaklıya borçluya karşı müsamahalı davranmasını tavsiye eder. İmkanı varsa alacağını bağışlamanın kendisi için daha hayırlı olacağını müjdeler. Böylece hem müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarını kuvvetlendirir hem de problemlerin en güzel bir yolla çözülmesini sağlar.

Allah Resûlü (s.a.s.) Efendimiz’in borçluya gösterilecek kolaylığın mükâfâtıyla alakalı olarak birkaç beyânı şöyledir:

 “Alacağını erteleyen müslüman kişi için her gün bir sadaka sevabı vardır.” (İbn Mâce, Sadakât 14)

“Zor durumda olan borçlusuna mühlet veren veya borcunu ona bağışlayan kimseyi Allah kıyamet günü kendi gölgesinde gölgelendirir.” (Müslim, Zühd 74)

“Üç şey vardır ki kıyâmet günü bunlara sahip olan mü’min, dilediği kapıdan cennete girer ve istediği hûri ile evlenir. Bunlar: Katili affetmek , borç isteyene gizlice borç vermek ve her farz namazdan sonra İhlas sûresini on kez okumaktır.” (Ali el-Mütteki, Kenzü’l-Ummâl, XV, 810)

Hz. Âişe şöyle anlatıyor:

“Resûlullah (s.a.s.), birbiriyle kavga eden iki kişinin kapı önünde bağırıp çağırdıklarını duydu. Borçlu adam, alacaklı olandan, alacağının bir kısmını bağışlamasını ve kendisine anlayışlı davranmasını istiyordu. Alacaklı olan ise:

«–Vallahi yapmayacağım!» diyordu. Onların yanına çıkan Allah Resûlü (s.a.s.):

«–Nerede o iyilik yapmayacağım diye yemin eden?» diye sordu. Alacaklı olan:

«–Buradayım ey Allah’ın Rasûlü! Nasıl istiyorsa öyle olsun!» dedi.” (Buhârî, Sulh 10; Müslim, Müsâkât 19)

Âyetlerin ve hadis-i şeriflerin istediği bütün dinî vecibeleri büyük bir dikkat, aşk ve ihlasla yerine getirmek, yasaklardan da sakınmak zarureti vardır. Zira önümüzde pek dehşetli ve belâlı bir gün olan kıyâmet günü bulunmaktadır. Şuurlu ve ihlâslı bir dinî hayatla o günün şerrinden korunmak gerekir. O günde herkes Allah’a dönecek, hayır veya şer yaptıklarının karşılığı tam olarak ödenecek ve kimseye zerre kadar bir haksızlık yapılmayacaktır.

İbn Abbâs (r.a.), Bakara sûresi 281. âyetin Kur’an’ın en son inen âyeti olduğunu söylemiştir. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, III, 156)

Şimdi de yapılan alış verişlerin düzgün ve kazancın helâl olmasını sağlamak, insanlar arasındaki ticâret ve borçlanma ilişkileri sebebiyle yaşanabilecek problemleri asgariye indirmek için ayrıntı sayılabilecek hususların bile yazılması tavsiye edilerek şöyle buyrulmaktadır:

Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Bakara Suresi 280. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.