Ayvanın Kabuğundaki Fayda

Ayva besin öğelerinin en zengini olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, Ayvanın kabuklu tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Kandıralı, "A, C ve B grubu vitaminleri (folat) ile kalsiyum, demir, fosfor, bakır, potasyum, selenyum, çinko ve magnezyum gibi mineraller içerir. Yağdan fakir, liften zengin bir meyvedir." şeklinde konuştu. Peki Ayva kabuğunun faydaları nelerdir?

MİDE-BAĞIRSAK SAĞLIĞI İÇİN BİREBİR

Kandıralı, "Ayva, çok güçlü antioksidanlar olan polifenolik bileşikler içerir. Bu bileşikler serbest radikallerle savaşıp, yaşlanma sürecini yavaşlatırlar. Aynı zamanda kardiyovasküler hastalıklara ve felç riskine karşı koruma sağlarlar. Peptik ülserler için kullanılır, ayva balla karıştırılıp tüketildiğinde kolit, diyare, bağırsak enfeksiyonları ve kabızlık için idealdir. Çin’de özellikle Ayva kabuğu ülser tedavisinde, ıslatılmış ve haşlanmış Ayva tohumlarından oluşan jöle de göz problemlerini rahatlatmak, mukoza zarı iltihapları ve hatta boğaz ağrılarını tedavi etmek amacıyla kullanılmaktadır."

Bazı çalışmaların Ayvanın içerdiği güçlü antioksidanlar ile kötü kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olduğunu ve ayva suyunun stresle mücadele eden bireylerde etkili olduğu yönünde, Ayva bulantı ve kusmayı engeller, sabah bulantılarını giderici bir meyvedir. Yapılan bir Japon çalışmasında ayva kabuğundaki anti-viral maddelerin Hepatit A,B ve C’ye neden olan organizmaların büyümesini engellediği saptanmıştır. Ayvadaki vitamin ve minerallerin karaciğer fonksiyonlarını uyardığı ve pankreas yetersizliği tedavisinde de yardımcı rol oynadığı iddia edilmektedir." dedi.

AYVA KANSERE KARŞI KORUYUCU

Kandıralı şöyle devam etti: "Ayvanın etli kısmını oluşturan astrenjan (sindirim kanalı yoluyla meydana gelen zehirlenmelerde mukozayı büzüştürmek amacıyla kullanılan maddeler) bileşikler tanenler olarak bilinir. Bu tanenler kateşin ve epikateşindir, kalın bağırsakta kansere neden olan kimyasalları bağlarlar, mukoz membranı kanserlere, divertikülite (mukoza fıtığı) ve inflamatuar (iltihaplı) bağırsak hastalığına karşı korurlar."

AYVA GRİPTEN KORUYOR

Ayvanın gripten koruduğu vurgulayan Kandıralı, "Ayva anti-viral (virüslere karşı) özelliklere sahiptir, antiseptik (mikropkıran) tir. Soğuk algınlığı, grip ve diğer viral patojenlere karşı koruma sağlar. C vitamini, bakır, demir, potasyum ve magnezyum içeriği ile ayva bağışıklığı güçlendirir, inflamasyonu azaltır ve vücudu viral saldırılara karşı korur. Ayva aynı zamada anemi, karaciğer hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, göz hastalığı, astım ve diğer solunum yolu hastalıkları ve anti-allerjenik özellikleri ile sistitle mücadelede de yardımcıdır." dedi.

KALP-DAMAR HASTALIKLARINDA ÇÖZÜM AYVA

Kalp-damar hastalarının korkulu rüyası olan kolesterolü de düşürdüğünü söyleyen Kandıralı, "Ayva yüksek seviyede çözünür lif olan pektin içeriği ile kötü kolesterolü düşürmede yardımcıdır, beraberinde sindirime yardımcı olup, safra taşı oluşumunu azaltır. İyi oranda potasyum içermesi ile kan basıncını düşürmede etkilidir." dedi.

FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULUN!

Zayıflamak isteyenlere de Ayva kabuğunu tavsiye eden Kandıralı, "Ayva yüksek lif içeriğinden ötürü kilo kaybına fayda sağlar. 100 g taze ayva 57 kaloridir. İdrar söktürücü bir özelliği olduğundan ayva vücutta sıvı birikimini de ortadan kaldırır." dedi ve şöyle devam etti:

"Ayvadan reçeller, jöleler, soslar, pudingler, şuruplar ve hatta kekler yapılabilir. Pişirmeden önce ayva çekirdekilerini mutlaka çıkarın. Elma, kayısı ve benzer meyvelerde olduğu gibi çekirdekler amigdalin içerir, bu bileşik midede hidrojen siyanide dönüşür. Fazla miktarda alınması siyanid zehirlenmesine neden olur."

Kaynak: Star Gazetesi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.