Asr-ı Saâdette Sâliha Hanım

Saliha hanımların fazileti ve önemi nedir? Asr-ı saadette saliha hanımlara örnekler...

Hazret-i Hatice Vâlidemiz; Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’deki fevkalâdeliği, nübüvvetten 15 sene evvel firâsetiyle fark etti. Nübüvvetinde O’na ilk îmân eden bahtiyar oldu ve çileli vazifesinde O’nun maddî-mânevî en mühim destekçisiydi. Öyle ki Hazret-i Hatice Vâlidemiz’in vefât ettiği seneye, Peygamberimiz’in yaşadığı üzüntü ve kederden dolayı ashâb-ı kiram; «Senetü’l-Hüzün / Hüzün Senesi» adını verdiler.

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Hazret-i Âişe ile yaptığı bir aile sohbetinde, Hazret-i Hatice Vâlidemiz’i uzun uzun anlatmış ve onun hakkında şu güzel sözleri beyân etmiştir:

“–Yâ Âişe! Seneler geçtiği hâlde Hatice’yi unutmayışım, onun dış güzelliğinden değildir. Herkes beni red ve inkâr ettiği zaman, Hatice bana inandı ve tasdik etti.

Etrafımdaki müşrikler bana; «Yalancısın!» dediği zaman; Hatice bana; «Doğru söylüyorsun, asla çekinme!» dedi.

İnsanlar benden bir pulu esirgediği zaman, Hatice; bütün servetini önüme sererek; «Bunların hepsi emrindedir, istediğin kadar harcayabilirsin.» dedi.

Dünyada yalnız kaldığım günlerde, Hatice benden asla geri kalmadı; «Bunların hepsi geçicidir, üzülme, ileride bu güçlükleri kolaylıklar takip edecektir.» dedi.

İşte ben, Hatice’yi, bu fedâ­kâr­lıkları için unutmuyorum!”

Unutulmamalıdır ki;

Vefâ; hiç solmayan bir güldür. Vefânın sonbaharı yoktur.

Gönüllerini vefâ menbaından nasiplendiren mü’minler, iç âlemlerini gül bahçesi hâline getirenlerdir. Öyle bir gül bahçesi ki; içinde zikir goncaları, tesbih bülbülleri, amel-i sâlih pınarları, îman, irfan ve ilâhî lütuf çiçekleri vardır. Böyle bir gönlün mükâfâtı cennet-i âlâ ve «Cemâlullah»tır. Allah Rasûlü’nün vefâ duygusu bizler için bir fazîlet örneği olmalıdır.

Sâliha bir hanım, kendisine Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-’yı da örnek almalıdır.

Hazret-i Âişe; takvâsı ve cömertliği yanında ilim sahibi olmasıyla da temâyüz etmiştir.

Âişe Vâlidemiz’in evlâdı yoktu. Fakat ümmet onun evlâdıydı. Cömert annemiz, hanım hizmetkârlarını yetiştirir, âzâd eder ve evlendirirdi.

Rasûlullah Efendimiz’in hadislerini ümmet-i Muhammed’e intikal ettirmede, çok büyük hizmeti geçmişti. Başta yeğenleri olmak üzere, 300 kadar talebe yetiştirdi. Kendisi sahâbenin müçtehidleri arasında olduğu gibi, İbn-i Abbâs radıyallâhu anhümâ-’nın ifadesiyle onun ilminden ve rivâyet ettiği hadislerden istifâde etmeyen hiçbir müçtehid yoktur.

İslâm tarihinde, kahramanlara ve büyük insanlara baktığımız zaman dâimâ arkalarında sâliha bir hanım olduğunu görürüz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Şubat, Sayı: 216

İslam ve İhsan

KUR’ÂN’DA BİLDİRİLEN SÂLİHA HANIMLAR

Kur’ân’da Bildirilen Sâliha Hanımlar

KUR'AN'DA İSMİ GEÇEN TEK KADIN KİMDİR?

Kur'an'da İsmi Geçen Tek Kadın Kimdir?

SALİHA ANNEDEN KIZINA 10 NASİHAT

Saliha Anneden Kızına 10 Nasihat

SALİHA ANNELİK VE KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNİN ÖNEMİ

Saliha Annelik ve Kız Çocuklarının Eğitiminin Önemi

SALİHA HANIMIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Saliha Hanımın Özellikleri Nelerdir?

SALİHA KADININ ÖZELLİKLERİ

Saliha Kadının Özellikleri

İSLAM'DA KADIN

İslam'da Kadın

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.