Aşerme Diş Kaybına Neden Olabilir

Hamilelik döneminde diş ve ağız bakımına yeterli özen gösterilmediğini belirten Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Doktor Rukiye Parlak, temizliğin aksatılmasının dişeti iltihabına neden olacağı uyarısında bulundu.

Gebelik döneminde kadınların yaklaşık % 80'inde görülen aşerme, önemli sağlık problemlerini beraberinde getiriyor. Tatlıya ve abur cubura duyulan aşırı istek ve ihmal edilen ağız hijyeni, hamilelik döneminde dişlerin çürümesini hızlandırıyor

Anne adaylarının hamilelik döneminde en çok karşılaştığı durumlardan biri olan ve bir gıdayı çok fazla tüketme isteği anlamına gelen aşerme, diş sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu dönemde vücuttaki dengenin bozulması, tatlıya, abur cubura isteğin artması ve ihmal edilen ağız sağlığı bakımı, dişlerin çabuk çürümesine uygun bir ortam yaratıyor. Hamilelik döneminde diş sağlığını korumanın yollarını anlatan Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Doktor Rukiye Parlak, eğer hamilelik planlanıyorsa, öncesinde diş kontrolünün önemli olduğunu ve ilk 3 aylık dönemde temizlik yapılması gerektiğini söyledi. Ancak hamilelik döneminde diş ve ağız bakımına yeterli özen gösterilmediğini belirten Parlak, temizliğin aksatılmasının dişeti iltihabına neden olacağı uyarısında bulundu.

DİŞ ÇÜRÜMESİ EN ÇOK HAMİLELİK DÖNEMİNDE GÖRÜLÜYOR

Her hamilelikte annenin bir dişini kaybedeceğinin yanlış bir inanç olduğunu anlatan Parlak, şöyle konuştu: "Hamilelik sırasında ağız sağlığında bazı değişikliklerin olacağı bir gerçektir. Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin nedenleri arasında şunlar gelmektedir; Bebek beslenen dönemde tatlıya, abur cubura aşırı istek belirir ve bunlar yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilir. İlk aylarda görülen kusmalardan sonra anne ağız bakımına yeterince özen göstermeyebilir. Gebelik hormonlarının etkisi ile dişetleri daha çabuk kanayan anne, dişlerini fırçalamaktan kaçınır. İşte bu nedenlerden ötürü bu dönemde diş sağlığına daha fazla özen göstermek gerekir.”

DENGELİ BESLENME İLE DİŞLERİNİZİ KORUYUN!

Hamilelik döneminde diş ve ağız bakımına özen gösterilmemesi ve temizliğinin aksatılması durumunda anne adaylarının dişeti iltihabı ile karşı karşıya kalacağını belirten Parlak diş sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu: "Her gün en az iki kez, mümkün olan durumlarda her yemekten sonra dişler fırçalanmalıdır. Her gün tüm dişlerde diş ipliği ile de temizlik işlemi yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız su veya anti-plaque ve floridli gargaralarla çalkalanmalıdır. Dengeli beslenme ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri de ağız sağlığının sürdürülmesi açısından önemlidir. Diş hekimine daha sıklıkla gidilmesi de etkin plak kontrolünü sağlayarak gingivitis gelişimini önler. Plak kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu ve hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır.”

BEBEĞİNİZİN DİŞ SAĞLIĞI SİZİN ELİNİZDE

Gebelik döneminde anne karnındaki bebeğin diş sağlının düşünülmesi gerektiğini söyleyen Parlak "Hamilelik döneminde anne hem kendi sağlığı hem de bebeğinin diş gelişimi için dengeli beslenmeye dikkat etmelidir. Diş sağlığı için protein, A vitamini (et, süt, yumurta, sarı sebze ve meyveler), C vitamini (narenciye, domates, çilek), D vitamini (et, süt, yumurta, balık) ve kalsiyumdan (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler) zengin gıdaların yeterince alınması gerekir. Bunun yanı sıra bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Kullanılan ilaçlar bebeğin diş sağlığıyla beraber genel vücut gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilecektir. Bebeğin diş sağlığı konusunda bilgili olmak, çocuğunuzun ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmasında ilk basamaktır” şeklinde konuştu.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.