Altınoluk Dergisinin Mayıs 2024 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 459. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Mayıs 2024 sayısı “Kullukta ve İlişkilerde Edep: Eren Tazimle Erdi” kapağıyla yayınlandı.

“Kullukta ve İlişkilerde Edep: Eren Tazimle Erdi” başlığıyla çıkan Altınoluk dergisinin 459. sayısının sunuşu şöyle takdim ediliyor.

TAZİM ALLAH'A GÖTÜRÜR

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde bir öğretmen şu soruyu sormuş: “‘Sevgili Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem herkes gibi yer içer, yeri geldiğinde güler, yeri geldiğinde ağlardı. Pazarlarda dolaşır, alışveriş yapar, ticaretle de meşgul olurdu’ diyen bir öğretmen Peygamberimizin hangi yönüne vurgu yapmaktadır, açıklayınız.” Bir ortaokul talebesinin bu soruya verdiği cevaba tebessüm etsek de hayran kaldık. O temiz nasiye ne güzel bir incelik yakalamış, maşallah: “Sallallahu aleyhi ve sellem ifadesini bütün öğretmenler yazarken kısaltır ama bu öğretmen o kısmı vurgulamıştır.” Samimiyetli hocasının gayretinin boşa çıkmadığını gösteren bu ifade tam not aldı mı bilmiyoruz ama bizdeki notu gönülden tamdır.

Büyüklere hürmet büyüklüktür. Biz de dergi olarak Rabbimiz, Peygamberimiz, sahabe efendilerimizden söz ederken elimizden geldiği kadar dikkatli olmaya çalışıyoruz. Aziz İslam’ın mukaddesatı bahis konusu olduğunda bir muhabbet kokusu, bir tazim ve hürmet esintisi bırakalım istiyoruz. Allah derken en azından bir kere bile olsa Teâlâ ve Tekaddes ifadesini kullanmaya gayret ediyoruz. Rasûlullah Efendimizin geçtiği yerlerde sallallâhu aleyhi ve sellem diyor ve dedirtiyoruz. Büyükleri tazim ile anmanın rahmet, bereket ve muhabbete vesile olacağını ümit ediyoruz.  

Hâce Musa Efendi Üstadımız “İbâdet insanı cennete götürür; tazimli ibâdet ise insanı Allâh’a götürür” buyurmuşlardı. Allah’a, peygamberlerine, kitaplarına, İslam’ın şeairine, selamlaşmaya, büyüklere, geçmişlere, güzel hasletlere, nimete, ekmeğe, hürriyete, namusa, ikrama, hâsılı vahiyle aydınlanmış aklın ve bozulmamış fıtratın kabul edeceği her şeye duyulan hürmet hissi aslında kalbin takvasındandır. Hürmet aslında hürmeti emredene, bize hürmeti öğretenedir. Bu zaviyeden tazimin kaynağı Rabbimizdir. Diğer herkese ve her şeye tazim O’na tazimden bir şubedir.

Bu sayımızda “Eren Tazimle Erdi” diyerek tazimin önemine vurgu yapıyoruz. Bugün toplum olarak tazim hissinin çok uzağına düştük. Sosyal ilişkilere virüs gibi yayılan hoyratlık ve aymazlık bu hissi neredeyse müzelik etti. Kapağımızla tazimin önemine vurgu yaparken, şu noktanın altını kuvvetle çizmek isteriz: Bugün nezaket, nezahet ve zarafetin yerinde yeller esiyor, insanlar birbirlerine düşman gibi muamele ediyor, menfaati dışında kimse kimseye tebessüm dahi etmiyorsa bu, esas tazim gösterilmesi gerekenlere tazimin kaybolmasındandır. Tazimin kaynağı ilâhîdir. Allah’a tazim etmeyen kimseye tazim etme ihtiyacı duymaz. Allah’a tazim, bütün sağlıklı, güzel ve doğru ilişkilerin membaıdır.

Biz Rabbimizi, Peygamberimizi, Kitabımızı, dinimizi, büyüklerimizi, dostlarımızı, takkemizi, tespihimizi, hâsılı bizi Rabbimize daha güzel kul olma yoluna sevk eden her şeyimizi çok seviyor, onlara göstereceğimiz tazimin kurtuluş vesilemiz olduğuna inanıyoruz. Kemal tazimledir. Allah’ın rızasına, iki dünyanın saadetine ermek isteyen başka bir şey ile değil ancak tazim ile erecektir. Tazim eden bu dünyada da ötede de tazim görecektir. Rabbimiz kalplerin takvası kaynaklı tazimden ayırmasın. Bu düşünce ve hislerle sizi dergimizle baş başa bırakıyor, bir sonraki sayıda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet ediyoruz efendim.

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.