Almanya'da Camiye Bombalı Saldırı!

Almanya'nın Dresden kentinde bir camiye ve kongre merkezine eş zamanlı saldırı düzenlendi. Polis saldırıda patlayıcı ve yanıcı madde kullanıldığını ve olayın yabancı düşmanlığı motifleri taşıdığını açıkladı.

Almanya'da bu yıl yabancılara yapılan saldırıların sayısı bin 90'u bulurken, camilere yapılan saldırıların da ardı arkası kesilmiyor. Almanya'nın doğusundaki Saksonya eyaletinin başkenti Dresden'de dün akşam 21.53 sıralarında Hündorfer caddesi üzerinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Fatih Camisi'ne yanıcı ve patlayıcı madde atıldı. Olayda can kaybı yaşanmazken maddi hasar meydana geldi. Patlamanın ardından meydana gelen yangın komşuların yardımı ile söndürüldü. Saldırganın kamera kayıtlarından bir kişi olduğu belirlendi. Dresden Emniyet Müdürü Horst Kretschmar olay yerine gelerek incelemelerde bulundu ve faillerin yakalanması için özel bir ekip kurduklarını açıkladı. Dresden Emniyet Müdürü Horst Kretschmar olayın yabancı düşmanı motifler taşıdığını açıkladı.

Olayın ardından Berlin Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Ahmet Fuat Çandır da Dresden'e gelerek saldırıya uğrayan Fatih Camisi'nde incelemelerde bulundu. Ataşe Çandır daha sonra Dresden Emniyet Müdürü Horst Kretschmar'den bilgi alarak faillerin bir an önce yakalanmasını istedi.

Fatih Camisi'ne yapılan saldırının ardından Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Markus Ulbig bugün Fatih Camisi'ni ziyaret ederek cami cemaatine geçmiş olsun dileklerini bildirdi ve olayın en kısa bir zamanda aydınlanması için çalışacaklarını söyledi. Bakan Ulbig, kentteki diğer camilerin korunması için polis devriyelerinin arttırılması talimatı verdi. Yeşiller Partisi Göç Sözcüsü ise "İbadethanelere yapılan saldırı özgürlüğümüze yapılan saldırıdır. Almanya'daki Müslümanlarının özgürlüğünü savunmak onların yanında olmakla mümkündür" diyerek Alman toplumunun Müslümanlarla dayanışma içinde olması gerektiğini söyledi.

Camiye yapılan saldırının ardından uluslararası kongre merkezine aynı özellikleri taşıyan patlayıcı ve yanıcı maddeler atıldı. Olayda maddi hasar meydana geldi. Polis her iki olayın da aynı kişi ve kişiler tarafından yapıldığı ihtimali üzerinde duruyor.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.