Allah’a Âşık Olmanın Yedi Şartı

Bazı sâlikler bütün gayretlerini Üstâzlarının gözüne girmek, iltifatına nail olmak hususlarına harcarlar. Doğrudur. Bu çok güzel bir istektir; fakat bunun da bir adâbı, erkânı olduğu muhakkak bilinmelidir.

ALLAH'A ÂŞIK OLMANIN ŞARTLARI

Allahü Teâlâ’ya muhabbet, bulunmaz bir cevherdir. Muhabbet dâvâsında bulunmak kolaydır. Bir kimse kalkıp kendini âşıklardan sayabilir; fakat hakiki sevginin, bürhanları, nişanları vardır ki, insan bunları aramalıdır. Bunlar da yedidir:

1-) Ölüme itibar etmez. Bu vadide hiçbir dost, dostun dîdarını mekân içinde aramaz. Dostumu öldükten sonra görürüm, aceleye lüzûm yok, diyorsa, âşık değildir. Âşıkın ölümü, bildiğimiz ölüm olmayıp, bir âlemden arzûladığı âleme intikal demek olduğundan, ölümü arzûlamak ona zor değildir.

2-) Allah dostu, dostuna neyi varsa feda eder. Kendini dostuna yakın kılacak en küçük bir hareketi terk etmez ve dostu üzecek en küçük hareketten şiddetle sakınır. Bu vasıfta olmayan ve dosta götürecek vesileyi aramayan âşık değildir.

3-) Dostunun zikri her an gönlünde tazedir. Bir zorluk olmadan, onun sevdâsına tutulmuştur. Dost, dostunu durmadan zikreder. Onu bir an unutursa, dostluğunda noksanı var demektir.

4-) Kur’an ki dostun kelâmıdır. Rasûl ki, dostun Rasûlüdür (sallallahü aleyhi ve sellem). Kur’an’a ve Rasûle mensûb ne varsa, Dost aşkına sever, onun kullarına, onun yarattığı her şeye, O’nun aşkına şefkat gösterir.

5-) Halvet ve münâcâta düşkün olur. Gece olduğu zaman, her türlü zahmeti bir tarafa bırakır ve dostuyla halvette kalmak için münâcâta koyulur. Dostu onu beklerken, gece sabaha kadar uyuyan sakın dostluktan bahsetmesin!

6-) İbâdet kolay gelir, ağırlığı kalkar. Kimin dostluğu sağlam ise, hiçbir şeyde, ibâdette bulduğu zevki bulamaz. İbâdetten başka her şeyden sıkılır.

7-) Dost’un kullarına mutî ve müşfik olur. Dostuna isyan edenlere ve kâfirlere karşı şiddetli olur.

MÜRŞİDE MUHABBETİN ÖNEMİ VE ŞARTLARI

1-) Mürşidinin gönlüne girmek isteyen, muhakkak Kur’an-ı Kerim ahkâmına dikkatli olup, sünnet-i seniyyeye ittibâ etmekle mükelleftir.

2-) Muhakkak istikâmet, sevgi ve şefkat yoluna yönelmesi gerekir. Bunlarla muttasıf olan sâlik, herkesi sever, şefkat gösterir, bu nedenle kalbindeki paslar silinir.

3-)Herkesle geçimli olur; çünkü şefkatlidir, mütevazıdır.

4-) İbâdetlerinde kusur etmez; çünkü Allâh’ı sever ve Allah’la muamelâtı temizdir; çünkü bilir ki muâmele temizliği imandan gelir.

5-) Haramdan sakınır; çünkü bilir ki haramla kazanılan rızık insan için mânevî zehirdir.

6-) Akranlarını sever ve onların hizmetinde olur; çünkü bilir ki onları sevmek üstâzını sevmektir, onlara hizmet etmek, üstâza hizmet etmektir, üstâza hizmet etmek ise Allahı sevmektir.

7-) Ahlâkı güzelleşir, hep iyi huylar kendisinde tecelli eder. Bunlar da, evrâdını büyük bir agâhlık içinde yapıp, mânevî sohbetlere devamla elde edilir. Hased, nifak, gıybetçilik, baş olma hırsı, tecessüs, sû-i zancılık gibi kötü huylar kaybolur.

Ancak böyle sâlikler sevilir ve korunur. Böyleleri mürşidlerinin gönüllerine girer, sevilir ve iltifâtına nâil olurlar.

Kaynak: Sâdık Dânâ, Altınoluk Dergisi, 310. Sayı, Aralık 2011

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.