Al-i İmran Suresinin 150. Ayeti Ne Anlatıyor?

Al-i İmran suresinin 150. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Yardımcıların en hayırlısı, en iyisinin Allah olduğunu bildiren ayet; Al-i İmran suresinin 150. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

بَلِ اللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ خَيْرُ النَّاصِر۪ينَ

Oysa sizin mevlanız Allah’tır ve O, yardımcıların en iyisidir. (Âl-i İmrân, 3/150)

ALLAH’YA GÜVENİN

Bilgi

Uhud savaşında müşrikler, Peygamberimizin (s.a.s.) öldürüldüğünü söyleyerek Müslümanların paniklemesine yol açmışlardı. Bunun üzerine münafıkların bir kısmı: “Muhammed gerçek peygamber olsaydı öldürülmezdi. Atalarımızın dinine dönsek daha iyi olur” dediler ve müminler arasında huzursuzluk çıkarmak istediler.

Yüce Allah ise, kâfirlerin sözleriyle hareket edilmemesini emretti ve müminlerin Mevla’sı olduğunu bildirdi. Rabbimiz, Bakara sûresinin son ayetinde de kendisine ‘mevlamız’ diye hitap etmemizi istemiş ve bir dua örneği göstermiştir: “Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”

Mesaj

Şartlar ne olursa olsun, mümin Allah’a güvenir ve doğru yoldan ayrılmaz.

Kelime Dağarcığı

Mevla: Koruyup kollayan, dost, yardımcı, sahip.

Hayru'n-Nâsırîn: Yardımcıların en hayırlısı, en iyisi.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Bilâkis sizin dostunuz ve yardımcınız yalnız Allah’tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.

Mü’minlerin asıl itaat edip dost bileceği ve yardımını taleb edeceği yegâne varlık, Allah Teâlâ’dır. Allah’a dost olanların, müşriklere ve münafıklara ihti­yacı yoktur. Öyleyse Mevlâ’mıza itaat edip O’na yaklaşma gayreti içinde olmamız îcâb eder.

Âyetteki المولي (mevlâ) kelimesi; sahip, dost, arkadaş, yardımcı, koruyucu, gözetici gibi mânalara gelir. Allah, mü’minlerin Mevlâsıdır. O, dostla­rını ve velayeti altındakileri korur, onlara yardım eder, onları zafere ulaştırır ve menfaatlerini gözetir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

ALLAH’IN YARDIMI NASIL GELİR?

Allah’ın Yardımı Nasıl Gelir?

ALLAH’IN YARDIMI İLE İLGİLİ AYETLER

Allah’ın Yardımı ile İlgili Ayetler

ALLAH'TAN NASIL YARDIM İSTENİR?

Allah'tan Nasıl Yardım İstenir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.