Ağızdan Nefes Almak Zeka Geriliği Sebebi

Fizyoterapist Dr. Hülya Özlem Şener, doğru nefesin burundan alındığını belirterek “Ağızdan nefes almak çok tehlikeli” dedi. Şener, doğru nefesin yararlarını ise şöyle sıraladı: “Kalori yakımı sağlıyor, metabolizmayı hızlandırıyor, stresi düşürüp yorgunluğu azaltıyor.”

Fizyoterapist Dr. Hülya Özlem Şener, doğru nefes alıp vermenin stresten yorgunluğa, daha fazla kalori yakmaktan uyku düzenine kadar birçok sorunu çözdüğünü söyledi. Solunum güçlükleri, lenfödem, omurga eğriliği ve idrar kaçırma gibi birçok alanda hastaları tedavi etmeye çalışan Şener, doğru nefes almanın pek çok hastalığın doğal tedavisi olduğunu söylüyor.

DOĞRU NEFES ALMANIN FAYDASI

Doğru nefes almanın akciğerlerin tam kapasiteyle kullanmaya eşdeğer olduğunu kaydeden Şener, “Doğru nefes akciğerlerimizi tam kapasiteyle doldurup daha sonra kalp damar sistemimiz aracılığıyla bütün organ, doku, kas ve hücrelerimize kadar oksijenli kanı göndermek; vücudu besleyebilmektir. Günlük hayatta herhangi bir hastalığımız olmasa bile duruş bozukluğu ve stresler nedeniyle omurga sağlığımız bozuluyor, dolayısıyla akciğer kapasitemiz de daralıyor. Normalde kendi derin nefes alışverişlerimizi egzersizlerle düzenli yaparsak aslında stresle baş edebilmeyi sağlayıp yorgunluğu azaltıp, günlük ve iş yaşamımızda daha verimli hale gelmiş oluruz” dedi.

DÜZGÜNCE HOOOH YAPIN

Burundan bir saniyede alınan nefesin ağızdan 4 saniyede verilmesini öneren Şener “Hani bazen çok bunaldığınızda ‘hoooh’ yapasınız gelir ya, işte onu aslında birkaç kez tekrar etmelisiniz. Bir de bu egzersizleri alışkanlık haline getirirseniz kalori de yakarsınız. Akciğerlerimizi güzelce doldurarak, nefesi kalp damar sistemimizle birlikte yayıyoruz. Böylece vücuda gönderdiğimiz kan dolanımıyla, kalori yakımını artırıyor, metabolizmayı hızlandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Doğru nefes alışverişini bir de örnekle anlatan Şener “Nefesi iyice boşlatmalı dudaklarımız büzerek sanki karşımızda bir mum varmış gibi onu söndürmeye çalışırcasına nefes veriyoruz” dedi. Ağızdan nefes alıp vermenin çok tehlikeli olduğunun da altını çizen Şener, şunları söyledi: “Ağızdan nefes alıp vermek son derece tehlikeli çünkü nefesi ağızdan aldığımızda akciğerlerimize zaten giren hava miktarı çok az. Eğer çocukta böyle bir sorun varsa yani ağızdan nefes alıp veriyorsa zeka geriliğine kadar gider, yeterince oksijenle beslenmediği için. Biz büyüklerde böyle bir durumda kalp problemleri oluşur, çünkü akciğerimizi yeterli çalıştıramadığımız için kalbimiz yeterince çalışamayacak ve kan pompalayamayacak. O nedenle mümkün olduğunca burnumuzdan derin nefes alacağız.” dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.