Afgan Depremzedeler Yokluk İçinde Yas Tutuyor

Afganistan'da Herat vilayetinde depremzedeler, bir yandan yas tutuyor bir yandan da uluslararası toplumdan yardım bekliyor.

Afganistan'ın İran sınırında bulunan Herat vilayetinde ardı ardına meydana gelen depremler, yaklaşık 2 bin 500 kişinin ölümüne yol açtı.

En büyüğü 6,3 olan 10'dan fazla deprem Herat'ın Zindecan ilçesindeki 16 köyde ağır tahribata yol açtı.

En büyük köylerden ikisi yok oldu

Kuşkek ve Naib Refih, ağır hasar alan köylerin en büyüklerinden.

Depremzedeler Kuşkek'de 120, Naib Refih'te de 200'e yakın ailenin ikamet ettiğini kaydederek, en çok kaybın bu iki köyde yaşandığını aktardı.

Her iki köyde de yıkılmayan eve rastlanılamazken, nispeten geniş düzlük üzerine kurulu her iki köy de savaş meydanını andırıyor.

Köye giden yolların bir kısmı hayatını kaybedenlerin gömüldüğü mezarlığa dönüşmüş durumda.

Kimileri, mezar başlarında dua etmeye ve ağıt yakmaya devam ediyor.

Aileler bölündü

Depremzedeler, köyde ölü çıkmayan tek bir ev olmadığını ifade etti.

Çoğunlukla birbirleriyle akraba olanlar, yakınlarından 20-30 kadar kişinin yaşamını yitirdiğini kaydediyor.

Kuşkek köyü sakini 55 yaşındaki Hacı Molla Vezir, depremde çocukları, torunu ve yeğenleriyle birlikte ailesinden 8 kadının yaşamını yitirdiğini söyledi.

Şu an ailece yıkılan evlerinin avlusunda vakit geçirdiklerini kaydeden Vezir, "Zindecan'da çalışıyordum. Duyar duymaz buraya geldim. Başka insanlara yardım ediyordum, burada kendi evim yıkıldı." dedi.

Köyde binden fazla insan yaşadığını belirten Hacı Molla Vezir, köydeki 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Şu an ailece sokakta yaşamak zorunda kaldıklarını ifade eden Vezir, yardımların yeterli olmadığını kaydetti ve "Çadır getirdiler ancak bu bölge öyle bir rüzgar alıyor ki yaşanılmıyor. Bize ev yapmadıkları sürece çadırda yaşam olmaz burada. Burası bizim yuvamız. Ölülerimizi buraya gömdük. Bu nedenle bize ev yapmalarını istiyoruz." diye konuştu.

Depremler sırasında iş için başka bir yerde olan 25 yaşındaki Muhammed Osmani de böylece hayatta kaldığını kaydetti.

Kuşkek sakini Osmani depremlerden sonra köyü ilk gördüğünde "Köye geldiğimde sadece bir kaç evin ayakta olduğunu gördüm, diğer evler yıkılmıştı." ifadelerini kullandı.

Ailesinden 19 kişiyi kaybettiğini aktaran Osmani, sık sık yakınlarının mezarını ziyaret ettiğini, bunun kendisine iyi geldiğini belirtti.

Osmani, "Ailemden 19 kişi hayatını kaybetti. Allah başımıza böyle bir afeti getirmiş biz de kabul etmek zorundayız. Artık kalacağım bir evim bile yok. Hepsini burada toplu mezara gömdüler. Evime gitsem enkazdan başka bir şey yok. Gönlüm rahat etmiyor. Ben de mezarlığa gelip vefat eden yakınlarıma dua ederek rahatlıyorum." diye konuştu.

47 yaşındaki Şemseddin Daryab da kendisinin başka bir köyün sakini olduğunu, Naib Refih köyüne akrabalarını defnetmek için geldiğini söyledi.

Bir kız ve bir erkek kardeşinin burada yaşadığını ve aileleriyle birlikte öldüklerini ifade eden Daryab, başka bir erkek kardeşinin de sadece eşi ve bir çocuğunun hayatta kaldığını söyledi.

Daryab, ölen kardeşleri ve yeğenlerinden aklında kalan anıları hep yaşayacağını belirterek, "7 oda tıklım tıklım doluydu. 31 kişilik bir aileydik. Sürekli buraya gelip gidiyordum. Deprem nedeniyle geldiğim bu sefer 31 kişilik aileden 3 kişi kaldı. 28'i öldü." dedi.

Afganistan'da art arda yeni depremler

Afganistan'ın Herat vilayeti, geçen cumartesi günü yaşanan şiddetli depremlerin ardından 6,3 ve 5 büyüklüğündeki depremlerle yeniden sarsıldı.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezine (USGS) göre, yerel saatle 05.11'de merkez üssü Herat'ın 28 kilometre kuzey ve kuzeybatısı arasında olan 6,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Bu depremden 11 dakika sonra yine aynı bölgede 5 büyüklüğünde ikinci bir sarsıntı yaşandı.

Her iki depremin de 10 kilometre derinlikte meydana geldiği aktarıldı.

Depremlerin ardından Heratlılar panik halinde sokaklara akın ederken şehirde kısa süreli elektrik kesintisi yaşandı.

2 bin 500 kişi yaşamını yitirmişti

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezine (USGS) göre, 7 Ekim'de Afganistan'ın batısında, İran sınırında bulunan Herat vilayetinde yerel saatle 11.00'de art arda şiddetli depremler yaşanmıştı.

İlki 6,3 büyüklüğünde olan depremleri kısa süre içerisinde 5,5, 6,3 ve 5,9 büyüklüğünde depremler takip etmişti.

Taliban geçici hükümeti depremde şu ana kadar yaklaşık 2 bin 500 kişinin yaşamını yitirdiğini, binlercesinin yaralandığını açıklamıştı.

Söz konusu depremlerin ardından bölgede halen artçı depremler yaşanıyor. Bölge halkı artçı sarsıntılar nedeniyle evlerine giremiyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.