yuva

Huzurlu Yuva Nasıl Olur?

Günümüzde her yuvada saâdeti yakalamak mümkün olmuyor. O hâlde ailede saâdet ve huzura ulaşmak büyük bir nîmet oluyor. Yuvayı daha huzurlu hale getirmek için nelere dikkat edilmeli? Huzurlu yuva nasıl olur?

Peygamberimiz'in Yuvası

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hâne-i saâdetleri, dünyanın en mesut yuvasıydı. O yuvadan burcu burcu saâdet râyihaları yayılırdı.

Saliha Bir Hanım Kocasına Nasıl Davranır?

Huzur dolu bir âile ortamı için sâliha bir hanımın kocasıyla münâsebetlerinde gözeteceği incelikler...

Ailede Kadının Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Aile yuvasında huzur ve saâdeti temin etmek için bir kadının dikkat edeceği hususlar nelerdir? Bir hanım evinde, günlük hayatında nelere dikkat etmelidir? İşte cevabı...

Padişah Kızı İle Bir Gencin İbretlik Hikayesi

Sevgisinde samimî olmayan ve dünyalığa mağlûp olan insanların akıbeti pek hazin olur.

Yuvanı Cennete Çevirmek İster Misin?

Herhangi bir yuvada hayat yaşıyorsunuz ve yuvanızı cennete çevirmek istiyorsunuz. Peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Cennet hayatının zevkine yuvanızda yaşamak istiyorsanız bunları yapmalısınız...

Aile Saadeti İçin Eşlerin Bilmesi Gerekenler

Aile saadeti için eşlerin bilmesi gerekenler...

Dünyada Cennete Nasıl Gireriz?

Ne yapmalı ki, ilâhî muhabbete basamak olacak bir âile hayatı kurabilmeli? Nelere dikkat etmeli ki, evlerimiz birer huzur ve saâdet cenneti olabilsin? Nasıl yaşamalı ki, tüm âilece hayat yolculuğumuz sonsuz vuslatta noktalansın? Nasıl temin edilmeli ki, dünyada gerçekleştirilecek bir saâdet, âhiret hayatında da devam etsin?!.

Evlilikte Güzel Ahlak

İnsanın hayatta önemli bir vecîbesi de, evlenip yuva kurmak, hayırlı nesiller yetiştirmektir. Bu, “dînin yarısını tamamlamak” kadar önemli görülmüş; evliliği huzurlu bir şekilde gerçekleştirip eşlerin birbirinden râzı olması ise cennet garantisi olarak bildirilmiştir.

Aile Yuvasında Huzur ve Saadet

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi ile "aile yuvasında huzur ve saadet" üzerine yapılan mülakatı sizlerle paylaşıyoruz.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.