Dünyada Cennete Nasıl Gireriz?

Ne yapmalı ki, ilâhî muhabbete basamak olacak bir âile hayatı kurabilmeli? Nelere dikkat etmeli ki, evlerimiz birer huzur ve saâdet cenneti olabilsin? Nasıl yaşamalı ki, tüm âilece hayat yolculuğumuz sonsuz vuslatta noktalansın? Nasıl temin edilmeli ki, dünyada gerçekleştirilecek bir saâdet, âhiret hayatında da devam etsin?!.

Hiç şüphesiz ki, bütün varlıkların yaratılışında muhabbet vardır.

Bu âlemler yaratılmadan önce Allah Teâlâ, “gizli bir hazîne” idi. Bilinmeye muhabbet etti ve bu muhabbetle bütün varlıkları yarattı.

Dolayısıyla bütün muhabbetlerin özü, ilâhî muhabbet oldu ve Cenâb-ı Hak, kullarına verdiği diğer sevgilerin ve muhabbetlerin hepsini de hakîkatte kendi muhabbetine hazırlayıcı ve yükseltici birer vesîle olarak ihsan buyurdu. Ona muhabbet zirvesine çıkabilmenin en kıymetli basamağı olarak da erkek ve kadın arasındaki muhabbet ve bağlılığı bahşetti. Bu muhabbet ve bağlılık için de kendi yüce adına nikâh akdi ile kurulacak âile yuvalarını en mânâlı ve bereketli birer tecellî mekânı eyledi.

İSLAM NAZARINDA EVLİLİK

Bu bakımdan âile yuvası, hem Allah muhabbetine vazgeçilmez bir basamak oldu, hem de nesillerin devamı için bir ilâhî kanun kılındı. Yani âile ortamı, hem bedenî bir ihtiyaç ve hem de rûhânî gelişmenin ilk ve esaslı zeminini teşkil etti.

Bu sebepledir ki, İslâm nazarında evlilik, her zaman asıl olmuş ve son derecede teşvik edilmiştir. Zaten bunun tersi, insan yaratılışına aykırıdır. Çünkü evlilik, -geçerli mazeretler hâriç- insanoğlunun uzak durmaması gereken bir ihtiyaç ve sünnet-i seniyyedir.

Ancak âile yuvası kurmanın bu kadar mühim olması itibarıyla evlilikle arzu edilen maksatları gerçekleştirmek ve ev ortamını bir huzur cenneti hâline dönüştürmek için riâyet edilmesi gereken pek çok ince noktalar ve önemli meseleler vardır.

Ne yapmalı ki, ilâhî muhabbete basamak olacak bir âile hayatı kurabilmeli? Nelere dikkat etmeli ki, evlerimiz birer huzur ve saâdet cenneti olabilsin? Nasıl yaşamalı ki, tüm âilece hayat yolculuğumuz sonsuz vuslatta noktalansın? Nasıl temin edilmeli ki, dünyada gerçekleştirilecek bir saâdet, âhiret hayatında da devam etsin?!.

MÜSTESNA GÜZELLİKLER

İşte bütün iş, bu suallerin cevaplarında gizli. Belki bu cevapları yaşadığımız zamanın ve zeminin olumsuz şartları dolayısıyla herkesin doğru tespiti mümkün olmaz. Bunun için İslâm, insanları, âile hayatı ile arzu edilen hedef, maksat ve neticelere götürecek yolları; usûlleri, kâideleri ve ölçüleri en güzel şekilde inceden inceye düzenlemiştir. Ayrıca bu düzenlemeye riâyet edilmediği takdirde hangi vahim ve kötü neticelerin ortaya çıkacağını da belirlemiştir.

Bu hususta ideal başarıya erişebilmek, yani huzurlu bir âile yuvası için de Cenâb-ı Hak, bize örneklerin en güzelini ve mükemmelini nasip etmiştir ki, O, Gönüller Sultanı Hazret-i Muhammed Mustafa -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’dir. Hayatının hiçbir safhasında en ufak bir olumsuzluk bulunmayan O Peygamberler Peygamberi, kurduğu âile yuvasında da bu yüce kıvamı yaşamıştır. Bu bakımdan iyi bir âile tesisi için O’nun şerefli ve müstesnâ güzelliklerle dolu âile hayatını bilmek ve örnek almak mecburiyetindeyiz.

Aksi hâlde içinde yaşadığımız toplum, huzur ve bereket dolu sıcak yuvalardan mahrum bir şekilde gittikçe buhran odaklarının içine yuvarlanacaktır.

Hepimiz görüyoruz ki, doğru ve dengeli bir âile yuvası kuramayan nice gençlerimiz, yersiz boşanmalarla hem kendilerinin hem de çocuklarının dünyalarını karartmaktadırlar. Daha vahimi, nice gafiller evliliğe yanaşmamakta ve bu husustaki günah ve haram girdaplarında perişan olmaktadırlar.

İşte bu ve benzeri sebeplerle hazırladığımız elinizdeki bu küçük eser, inşâllah toplumumuzdaki âile yaralarına -bu sahada yazılmış diğerleri gibi- şifalı bir merhem olur.

HUZURLU AİLE YUVASI KİTABINDA NELER VAR?

Bu temennî ve niyet ile eseri yedi ayrı bölüm hâlinde ve şu başlıklar altında hazırladık:HUZURLU-AILE-YUVASI-500x500

  1. İslâm’da nikâh ve âile,
  2. Kadınların âilede dikkat edeceği hususlar,
  3. Erkeklerin âilede dikkat edeceği hususlar,
  4. Erkek ve kadının âilede birlikte dikkat edeceği hususlar,
  5. Çocuk terbiyesi hakkında,
  6. İslâm’da kadının mevkii ve kızların eğitimi,
  7. Osmanlı’da âile ve cemiyet hayatından örnekler.

Eser, genel itibarıyla Şebnem Dergisi’nde yayınlanan röportajlardan meydana gelmiş, ancak yeni ilâve ve genişletmeler de olmuştur.

Eserde hulâsa olarak İslâmî ölçüler üzerinde oluşacak huzurlu bir âile için lüzumlu olan bilgiler yer almaktadır. Evlilikteki yüce maksatların gerçekleştirilmesi için gerekli kâide ve prensipler anlatılmış ve bunlarla ilgili gerekli açıklayıcı misâller de aktarılmıştır. Bilhassa Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem- başta olmak üzere İslâm büyüklerinin de hayatlarından örnekler verilmiştir. Böylece değerli okuyucularımıza daha belirgin bir görüş ve kavrayış berraklığı sağlamak maksadı, her hâlükârda göz önünde bulundurulmuştur.

Bu nâçiz eserin; bir âile yuvası kurmuş olanlar ile birlikte özellikle henüz âile yuvasını yeni kuracak olan gençlerimize faydalı olmasını Allah’tan temennî ve niyaz ederiz.

Bütün dünyada âile yuvalarının ahlâksızlık, ihmal ve muhabbetsizlik depremleriyle yıkıldığı şu demlerde Rabbimiz, âilelerimizi sarsılmayacak kuvvet ve kudrette inşâ edebilmeyi ve yaşatabilmeyi cümlemize nasip buyursun! Hânelerimiz; muhabbet, huzur ve saâdet cenneti olsun! Bu cennetin son kapısı da, cemâlullâha vuslatın tecellî ettiği sonsuz cennete açılsın!  Âmîn…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Huzurlu Aile Yuvası, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.