Yüzakı Dergisinin Nisan 2019 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 170. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Nisan 2019 sayısının konusu; “Hak Yolundaki Çileler, İstikbâlin Müjdesidir!” oldu.

Yüzakı dergisinin Nisan 2019 sayısının sunuşu şu şekilde;

“Bir sevdânın büyüklüğü, sevilen uğrunda yapılan fedâkârlıkla ölçülür.” 

Tahammül, fedâkârlık ve sabır gerektiren her güçlük ve zorluk; aslında sevdâ imtihanının cilvesi. Her zorluk, âşıkların kendini gösterebilme vesilesi. Her yokuş, sâdıkların arasına karışabilecek tabansızları ayıklama çaresi.

Tabiatın mesajı da aynı: Bahara kavuşmak, kışa sabretmeden mümkün değil. Güle olan sevdâ, dikenlere tahammülü şart koşmakta: Muhammed Es‘ad Erbilî Hazretleri, ne güzel ve ne kadar samimî söylemekte:

“Aşk gülistânının yolunda dikenden korkulmaz! Ben her dikenin üstünden yüzlerce gonca toplarım!”

“Dervişlik bostanında ızdıraptan zevk alırım. Yastığımı dikenden yaparsam, rüyamda Gül’ü görürüm!”                 

İlâhî müjde:

“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (el-İnşirâh, 5-6)

HAK YOLUNDAKİ ÇİLELER İSTİKBÂLİN MÜJDESİDİR!

Mübârek ikliminde olduğumuz «Miraç»a; Peygamberler Peygamberi, en büyük zorluklara tahammül ettikten, hüzün senelerinden geçtikten sonra vâsıl olmadı mı? O hâlde bizlere de, dünya imtihanından «Berât» alabilmenin yolu, Hak yolunda nefsimize zor gelen şeylerin üzerine üzerine gitmek!..

Teknolojinin bizi sürüklercesine hızlandırdığı hayatta, sabrın ehemmiyeti daha da bârizleşiyor. Egoistleşen insan; eşine, çocuğuna, talebesine vs. hâsılı yekdiğerine sabredemiyor.

Dünya med-cezirlerle dolu bir imtihan mektebidir. Kulluk imtihanında sabır ve sebat göstererek «mârifetullah»tan nasîb alanlara ne mutlu!..

MÜ’MİN İLE KÂFİR ARASINDA ÖLÇÜ

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; hadîs-i şeriflerdeki mü’min ve münâfık tariflerinden hareketle, «zorluklardan kaçmadan ve korkmadan verimli olmak» düsturunu, mü’minin nebevî tarifi olarak ortaya koydu:

“Mü’min ile münâfığı birbirinden ayıran en temel nebevî ölçülerin başında, îmanda ve amel-i sâlihlerde verimlilik gelmektedir. Toprağın kupkuru bağrını damar damar yeşertmek gelmektedir.”

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Kur’ânî Tâlimatlar»da bu ay, en çileli ve en çok ihmal edilen vazifemizi «Kur’ân’da Tebliğ Emr-i Bi’l-mâruf ve Nehy-i Ani’l-Münker» başlığı altında zengin misallerle kaleme aldı.

Mevlânâ Hazretleri’nden bu ay gönlümüze esen nefha ise; kapak mevzumuz: «Fazîletin, Huzurun ve İki Cihan Saâdetinin Şartı: Çilelere Tahammül»

Muharrirlerimiz, İslâm coğrafyasında çekilen meşakkatleri anlattılar. Üç Aylar’ı; mâneviyatta sebat ve «Heyte lek!: Gelsene bana!» diyen günah çağrılarına karşı mukavemetle geçirmenin yollarını işlediler. İnsanın başıboş olmadığını; Hazret-i Ebûbekir’in gözyaşlarıyla, hadîs-i şeriflerle, hâtıralarla dile getirdiler.

Câfer-i Sâdık, Ebû Yûsuf, Musa Kâzım Paşa, Ali Emîrî Efendi, Muzaffer Özak ve diğerleri dergimizin sayfalarında karşılaşacağız şahsiyetler...

Fikir çilesinin ve estetik ızdırâbın mahsûlü şiirler de bu bahar dosyamızda sizlere sunduğumuz bir zarif buket...

Ayrıntılı bilgi www.yuzaki.com’da...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.