Yüzakı Dergisinin Kasım 2021 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 201. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Kasım 2021 sayısı “Göğün Rahmeti ve Toprağın Bereketi Cömertlik İle!” başlığıyla yayınlandı.

Göğün Rahmeti ve Toprağın Bereketi Cömertlik İle!kapağıyla çıkan Yüzakı dergisinin 201. sayısı şu şekilde takdim edildi.

GÖĞÜN RAHMETİ VE TOPRAĞIN BEREKETİ CÖMERTLİK İLE!

Her mevzuya bir maddî, zâhirî bakış var bir de mânevî, bâtınî...

İklim problemlerini ve toprağın verimsizliğini de aynı şekilde iki cihetten ele alabilirsiniz.

Çevreye verilen zarar, toprağın erozyona uğraması, iklimimizi çölleştiren sebepler, sosyoekonomik meseleler... Derinine indiğinizde bunların, yani bu zâhirî ve maddî sebeplerin de altında, mânevî problemler var:

İsraf var, acımasızlık var, enâniyet var, cimrilik var, hırs, tamah ve açgözlülük var.

O bâtınî âmiller çözülmedikçe, mesafe almak mümkün değil. Çünkü o büyük tedbirleri alabilmek, o büyük fedâkârlıkları gösterebilmek, mânevî bir bakış açısıyla ancak mümkün. Yoksa niye menfaatten vazgeçilsin, niye gelecek nesiller adına fedâkârlık yapılsın? Zengin, fakiri niye düşünsün?

2019 sonunda başlayan salgın hastalık, bütün dünyadaki iktisâdî, içtimâî ve insânî krizleri daha görünür hâle getirdi. Daha âcil bir noktaya çekti. Şimdi kıtlık ve açlık ihtimalinden bile bahsedilir oldu.

Bu sebeple dosya mevzumuz ve kapağımızda, meselenin mânevî âmillerine dikkat çekmek istedik:

“Göğün rahmeti ve toprağın bereketi cömertlik ile!”

Çünkü; “Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar.” (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; merhamet ve cömertliğin doğru tarifini ve edâsındaki incelikleri, âyet âyet tahlillerle ortaya koydu.

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Bir Mü’minin Mal ve Servet Karşısındaki Mes’ûliyeti»ni sahâbeden misallerle kaleme aldı.

Kıssalardan ise, hissemize «Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’i Temsil Edebilme Gayreti» düştü. Zamanımızın Tebük Seferi ve bundaki mes’ûliyetimiz nelerdir suâline cevaplar arandı.

Toprak; edebî mazmunlarıyla da, varlığımızın zeminindeki unsur oluşuyla da, tefekkür ettirici sessizliğiyle de muharrirlerimizin ufkundaydı. Ondan beslenip, kendisine döndüğümüz toprağı korumak, onu işlemek, onu yakmamak, ona gerekirse kanımızı da bağışlamak vazifelerimizi hatırlattılar.

Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım Hocamız; toprak nimetine şükrümüzü, yani «öşür»e dair bilmemiz gereken temel bilgileri hulâsa etti. Doç. Dr. Mustafa Canlı Hocamız da zekâtın mânâ ve ehemmiyetini ifade eden hadîs-i şerifleri takdim etti.

İktisâdî bakımdan yaşanan buhranların ardındaki mânevî tablolara dikkat çekildi. Toplum olarak göğün rahmetine ve toprağın bereketine nâil olabilmemizi sağlayacak ilâhî reçeteler zikredildi.

Muhtevâmızda sünnet düşmanlığına cevap, Peygamberimiz’e hakaret edenlerin fecî âkıbeti gibi sabit mevzulara dair makaleler de yer aldı.

Tabiî ki şiirler...

İlham yağmurlarıyla yoğrulan gönül toprağından yeşermiş ve açmış güller mesâbesinde...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

CÖMERTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Cömertlik ile İlgili Ayet ve Hadisler

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN EN CÖMERT OLDUĞU ANLAR

Peygamber Efendimiz'in En Cömert Olduğu Anlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.