Yüzakı Dergisinin Haziran 2024 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 232. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Haziran 2024 sayısı “Bir zaferin şerefi, katlanılan meşakkatler nisbetinde büyüktür! FEDÂKARLIK” kapağıyla yayınlandı.

“Bir zaferin şerefi, katlanılan meşakkatler nisbetinde büyüktür! FEDÂKARLIK” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 232. sayısının sunuş yazısı şu şekilde takdim edildi.

FEDÂKARLIK

Fedâkârlık kelimesi; Arapça, İngilizce ve benzeri lisanlarda «kurban» ibâdeti ve mefhumu ile aynı kökten türetilmiş. Türkçemizde de fedâ, fedâîlik ve fidye kelimeleriyle kökteş.

Zafer için her şey fedâ edilir.

  • Allâh’ın dîni ve sözü en yüce olsun diye,
  • Vatan, namus, birlik ve beraberlik korunsun diye,
  • Mazlumun akan kanı dinsin diye her şey fedâ edilir.

Hattâ Hazret-i Mevlânâ’nın o âşıkāne söyleyişiyle:

“Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci-mercan da nedir, bir sevgiye harcanmadıktan, bir Güzel’e fedâ edilmedikten sonra?!. (Ne kıymetleri var?)”

Zaten;

“Bir zaferin şerefi, katlanılan meşakkatler nisbetinde büyüktür!”

Bir vuslat, bir nâiliyet, uğrunda gösterilen fedâkârlıklar nisbetinde büyüktür.

«Halîlullah» olma zaferi; canından geçip ateşe atılmaktan, evlâdını Allah yolunda yetiştirmekten geçiyor.

«Habîbullah» olma zaferi; kendisini taşlayanlara bedduâ değil, duâ edebilme fedâkârlığından geçiyor. Kızını şehîd edeni bile, kelime-i şahâdetin ve hidâyetin sevinciyle affedebilmekten geçiyor.

Hac ve kurban mevsiminde;

«–Bismillâhi Allâhu ekber!» ve

«–Lebbeyk Allâhümme lebbeyk!» nidâlarının semâlara yükseldiği günlerde, bir taraftan da mazlumların feryâdı Arş’a urûc ediyor. Temennîmiz bu fedâkârlıklar, bu kurbanlar, bu teslîmiyet zafer koçunu indirecek semâdan...

Dünyada bu temennîmiz gerçekleşmese ne gam!

Değil mi ki;

Zâlimlerin âkıbeti hüsran!

Fedâkârların sonu cennet!

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ;  Peygamber Efendimiz’in vazife vereceği ashâbında aradığı temel husûsiyetin, fedâkârlık olduğunu ifade ederek, âyetler, hadîs-i şerifler ve misallerle;

«İmtihana iptal yok!»  hakikatini vurguladı.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Zulmün Sonu Hüsran; Fedâkârlığın Neticesi Zafer ve İhsan» başlıklı makalesinde, kurbanın et ve kandan öte bir fedâkârlık olduğunu enbiyâ ve sahâbeden misallerle anlattı.

Kıssalar’dan Hissemiz: «Arz-ı Endam Değil; Arz-ı Hâl İçin...» başlığı altında, İslâm’da tevâzu ve hiçlik şuuru, câhiliyyede-ki kast sisteminin / ayrıcalık ve kibir anlayışının bertaraf ediliş keyfiyeti...

Yazarlarımız; hac, kurban ve fedâkârlık gibi dosya konularına, nüfusun yaşlanmasının sebepleri gibi aktüel sosyal hâdiselere temas ettiler.

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Hocamız, fetvâda suâlin şekli ve cevabın telâkkî edilişi üzerine mühim yazıyla dosyamızda. Merak edilen suallerin cevaplarıyla birlikte.

Victor Hugo’nun Türkçede neşredilen şiirinin tercümesi ve kısa tetkiki, hikâyeler, nükteler, kıssalar, vecîzeler, tefekkür mahsulü teklifler, incelemeler...

Lâfımın dostusunuz, çilemin yabancısı,

Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı?       

dediği üzre Necip Fazıl’ın, şairin muvaffakiyeti de, çektiği sancı nisbetinde...

Muhtevâmızın ayırıcı vasfı; ulvî bir ızdırâbın mahsûlü olan yüz akı şiirler...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.