Yusuf Ziya Paşa Camii Eski Görkemine Kavuştu

Elazığ'ın Keban ilçesinde 228 yıllık Yusuf Ziya Paşa Camii ve Külliyesinin Osmanlı kültür ve sanatını yansıtan iç ve dış mimarisi, duvar motifleri ve kalem işi bezemeleri restorasyonla gün yüzüne çıkarıldı.

Osmanlı döneminde Yusuf Ziya Paşa tarafından 1794'te cami, medrese, şadırvan, kütüphane ve çeşmeden oluşan külliye şeklinde inşa edilen ve ibadethane olarak da kesintisiz hizmet veren tarihi camide, Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce 2017'de başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı.

18. yüzyıl Osmanlı kültür ve sanatını yansıtması bakımından büyük önem taşıyan ancak geçmiş yıllarda tadilatlar sonucu sıvayla kapatılarak üzerlerine aslını yansıtmayan kopyalarının yapıldığı tespit edilen duvar ve kubbe motifleri ile kalem işi bezemeler, kapsamlı ve hassas restorasyon çalışmasıyla ortaya çıkarıldı.

- "Aslına uygun restore ederek vatandaşlarımızın beğenisine sunduk"

Malatya Vakıflar Bölge Müdürü Adem Bacanlı, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün desteğiyle yapılan restorasyon çalışmaları ile ata yadigarı tarihi yapılara sahip çıktıklarını belirtti.

Bu kapsamda Yusuf Ziya Paşa Camisi ve Külliyesinin restorasyon çalışmalarının tamamlandığını, caminin ibadete açıldığını ifade eden Bacanlı, şöyle konuştu:

"Çalışmalar sırasında camide orijinal malzemeyi bulup çıkarmak, onu korumak, aslına uygun restore etmek için büyük uğraş verildi. Restorasyonun bu kadar uzamasına bir sebep de bu düşünce tarzımız oldu. Dönemsel olarak duvar ve kubbedeki motif ve desenlerin üzerine sonradan rastgele yapılmış sıvalar ya da güzelleştirmek adına zaman içerisinde bilinçsizce yapılan bazı uygulamalar bu restorasyon ve onarım çalışmaları sırasında tamamen kaldırıldı. Tavanda, beden duvarlarında, minberde, mihraptaki bütün desenler üzerleri sıva raspası yapılarak orijinal haline getirildi. Bu çalışmalar neticesinde bundan 228 yıl önceki düşünceyle, o zamanki maharetli ellerin yaptığı duvar motifleri ile kalem işi bezemeleri aslına uygun restore ederek vatandaşlarımızın beğenisine sunduk."

Yusuf-Ziya-Paşa-Cami-44

Caminin ibadete açılması için her türlü çalışmanın özveriyle yapıldığını aktaran Bacanlı, tarihi caminin iç ve dış mimarisinin yanı sıra özellikle duvar ve kubbesindeki motifler, kalem içi bezemeler, salbek ve şemse desenler ile hat yazılarıyla dikkat çektiğini bildirdi.

Bacanlı, "Caminin orijinal yapısına sadık kalarak asırlar önceki özelliklerini günümüze en doğru şekilde yansıtmaya çalıştık." ifadesini kullandı.

- "Eser yeniden ayağa kaldırıldı"

Keban Kaymakamı Yasin Ardıç, caminin ilçenin önemli tarihi değerlerinden biri olduğunu aktardı.

Yusuf-Ziya-Paşa-Cami-11

Caminin değerli motiflerinin orijinal şekliyle ortaya çıkartıldığını ifade eden Ardıç, "Yapılan restorasyonla eser yeniden ayağa kaldırıldı. Camimizin çok ciddi turist çekeceğini düşünüyoruz. Tarihi ve kültürel değeri çok yüksek olan bu camimize herkesi bekliyoruz." dedi.

Keban Belediye Başkanı Fethiye Atlı, restorasyon çalışmasıyla devletin ecdat yadigarı camiyi daha görkemli hale getirdiğini dile getirdi.

Atlı, "Daha önce yapılan çalışmalarda duvarlardaki değerli kalem işleri sıva altlarında bırakılmıştı. Yapılan restorasyon sırasında bunlar uzun uğraşlar sonucu gün yüzüne çıkarıldı." diye konuştu.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.