Yeni Zelanda’da Terör Saldırısına Uğrayan Camiler Ziyarete Açıldı

Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde terör saldırısına hedef olan El-Nur ve Linwood camileri ziyarete açıldı.

Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki terör saldırısında 50 kişinin hayatını kaybettiği El-Nur ve Linwood camileri, güvenlik incelemelerinin tamamlanmasının ardından ziyarete açıldı.

Radyo Yeni Zelanda’nın (RNZ) haberine göre, 15 Mart Cuma günü yaşanan terör saldırısı sonrasında başlattıkları incelemeyi tamamlayan güvenlik birimleri, El-Nur ve Linwood camilerini yöneticilere teslim etti.

Yaklaşık bir hafta boyunca polis kordonu altında kalan ve 42 kişinin hayatını kaybettiği El-Nur Camisi’nin yerel saatle ile 11’de (TS 01:00) cami yönetimi ve Müslüman liderlerden oluşan bir grup tarafından devralındığı bildirildi.

Dean’s Bulvarı’ndaki El-Nur Camisi’ni devralan gruba, Yeni Zelanda Emniyet Müdür Yardımcısı Wally Haumaha’nın eşlik ettiği açıklandı.

LİNWOOD CAMİSİ’DE YÖNETİME DEVREDİLDİ

Polisin başlattığı olay yeri incelemesinin sona ermesiyle terör saldırasına hedef olan Linwood Camisi’nde yöneticiler tarafından devralındı. Cami İmamı Alabi Lateef Zirullah ve cami yöneticilerinin yaklaşık bir hafta boyunca kapalı kalan camiyi öğleden sonra polisten teslim aldığı belirtildi.

CAMİLER ZİYARETE AÇILDI

Tüm dünyada tepki uyandıran terör saldırasında 50 kişinin hayatını kaybettiği 50 kişinin de yaralandığı El-Nur ve Linwood camilerinin ne zaman ibadete açılacağı henüz bilinmiyor. Ancak cami yönetimlerine teslim edilen ve tam onarıldığı belirtilen iki caminin de ziyarete açıldığı duyuruldu. Fotoğraf çekimine izin verilmeyen ziyaretlerin 15 kişilik gruplar halinde yapılabildiği aktarıldı.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

YENİ ZELANDA’DA 50 MÜSLÜMANIN ŞEHİD EDİLDİĞİ CAMİ İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ OLSUN!

Yeni Zelanda’da 50 Müslümanın Şehid Edildiği Cami İslam Kültür Merkezi Olsun!

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.