Uzaktan Eğitim Döneminde Ailelere Altın Tavsiyeler

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Öztürk’ten ebeveynlere uzaktan eğitim döneminde ebeveynlere dokuz altın tavsiye.

Yeşilay Genel Başkanı ve çocuk-ergen psikiyatrı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin ulusal ve uluslararası kamuoyunda eğitim sistemine bakışı da etkilediğini, alınan tedbirlerden en çok etkilenen alanların başında eğitimin geldiğini belirtti.

Okulların yüz yüze eğitim faaliyetlerinin EBA ve EBA TV üzerinden gerçekleştirilmeye başlanmasının çocukları, gençleri ve aileleri daha önce hiç karşılaşmadıkları bir durumda bıraktığını ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Uzaktan eğitimin yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla beraber bilgisayar, televizyon, cep telefonu ve tablet gibi teknolojik cihazların başında geçirilen süre olağan dışı seviyede arttı. Bu artış, 18 milyon öğrencinin olduğu ülkemizde eğitim faaliyetlerinin aksamaması adına sevindirici olsa da belli yönleriyle de üzerine düşünülmesi gereken bir konu olma özelliği taşıyor. Aşırı teknoloji kullanımının, çocuk ve ergenlerin sosyal gelişiminin olumsuz etkilenmesi, aile içi bağların zayıflaması ve kişinin yalnızlaşması gibi birçok riski barındırdığını biliyoruz. Bu risklerin ilerleyen süreçlerde teknoloji bağımlılığı vakalarında artışa neden olması da muhtemel. Teknoloji kullanımına dair benimsenebilecek belli ilkeler, birey ve toplum sağlığını tehdit eden risklerden korunma adına kritik önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“AİLELER VE ÇOCUKLAR KAYGIYLA BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİ”

Tüm yapılacak aktivitelerden önce iyi bir model olmanın önleyici faktörlerin başında geldiğini aktaran Öztürk, “Ailelerin ekran kullanım alışkanlıklarının çocuğun kullanım alışkanlıklarını etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu konu sadece akıllı telefon, bilgisayar gibi aletler olarak değerlendirilmemeli. Ailenin sahip olduğu her tür bağımlı davranış örüntüsü –şekil değiştirse de- çocuklar tarafından kopyalanır.” ifadelerini kullandı.

Aileler ve çocukların bu dönemde birçok alışkanlığını ve yaşam stilini değiştirmek durumunda kaldığını vurgulayan Öztürk, bu değişimlerin riskli davranışlarla beraber kaygı ve stres düzeylerinin artmasına neden olduğunu, bu kaygılarla baş etme noktasında teknoloji ile gereğinden fazla zaman geçirilebildiğini, ailelerin öncelikle yaşadıkları kaygılar konusunda hep beraber konuşmasının ve kaygı ile mücadele için grup oyunları, spor gibi yöntemlere yönelmelerinin önemli olduğuna dikkati çekti.

“UZAKTAN EĞİTİMDE DE DÜZENİ KORUMAK ÖNEM TAŞIYOR”

Uzaktan eğitim sürecinde, ev ve okul kavramlarının çocukların zihnindeki ayrımının kaybolabildiğini, bu süreçte düzeni korumanın önemine değinen Öztürk, şunları kaydetti:

“Bu dönemde mevcut rutini mümkün olduğunca korumaya çalışmak iyi bir başlangıç olabilir. Hafta içi ve hafta sonu ayrımına varılması, uyku saatlerinin organize edilmesi, yemek saatlerinin değişikliğe uğramaması gibi adımlar ile mevcut düzenin korunması sağlanabilir. Ayrıca uzaktan eğitim süreci esnasında mümkün olduğunca sessiz ve dersi dinlemelerini kolaylaştıracak bir fiziksel ortam oluşturmak da önemlidir.

Dikkatlerini dağıtacak ögeleri mümkün olduğunca azaltın, uzaktan eğitim için kullanılan teknolojik alet dışında herhangi başka bir teknolojik aletin dikkat dağıtmasını önlemeye çalışın. Okulun, çocuklar için yalnızca bir öğrenim mekânından çok daha fazlası olduğunu unutmayın. Çocukların arkadaşlarıyla çevrimiçi etkileşimde bulunmalarına izin vermek, sosyal olarak mesafeli olmanın etkilerini hafifletebilir. Öğrencilerin birbirleriyle iletişimini artırmak için sosyal etkileşimleri rutine dahil etmek, çocukların bağlantıda kalmasına yardımcı olacak ve kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlayacaktır.”

“SİBER ZORBALIĞA DİKKAT”

Çevrimiçi erişimin artması, çocukların güvenliği, korunması ve mahremiyeti için yüksek riskler taşıyabildiğini hatırlatan Öztürk, şu bilgileri aktardı:

“İnternet kullanımı hakkında çocuklarınızla konuşun ve internetin nasıl, ne zaman ve nerede kullanılabileceğine dair kurallar oluşturun. Çocuğunuzla birlikte onun yaşına uygun uygulamalar, oyunlar ve farklı çevrimiçi aktiviteler belirleyin. Siber zorbalık veya çevrimiçi uygunsuz içeriklere karşı duyarlı olun.”

Çocukların, rutinlerini mümkün olduğunca normale en yakın şekilde sürdürmelerinin önemine değinen Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Okulda karşılaşacaklarına benzer teneffüs vakitleri ayarlamak, programlarına bağlı kalmalarına yardımcı olabilir. Öğle yemeği vaktinde ayağa kalkıp hareket etmesi, biraz temiz hava alması, yürüyüşe çıkması, bisiklete binmesi ya da ders arasında bütün gün hareketsiz kalmamaları için mutfakta sağlıklı atıştırmalık yemesi, isterse kısa bir oyun, dans gibi aktivitelerle bir mola vermesi motivasyonunu artırmada etkili olabilir. Ara verildiği sırada gözlerini dinlendirmelerini önerebilirsiniz. Televizyon izlemek gibi aktivitelerden kaçınması zihnin yeniden öğrenmeye hazırlanmasını sağlar.”

UZAKTAN EĞİTİM DÖNEMİNDE AİLELERE 9 ÖNERİ

Prof. Dr. Öztürk, uzaktan eğitim döneminde ailelere şu 9 öneride bulundu:

“1. Çocuklarınıza teknoloji kullanımı konusunda iyi bir model olun.

2. Çocuklara stres durumları ile nasıl başa çıkacağını öğretmeye çalışın.

3. Çocuklarınızın bu süreci tatil olarak görmediğinden emin olun.

4. Çocuklarınızın ders dışı teknoloji kullanım alışkanlıklarından haberdar olun.

5. Çalışma ortamını düzenleyin.

6. Çocuğunuzun uzaktan eğitim dönemine uyumunu takip etmeye özen gösterin.

7. Çocuğunuzun öğretmenleri ve diğer veliler ile iletişimde kalın.

8. Akranlar arası iletişimi artırın.

9. Mola vermesini ve fiziksel aktiviteyi teşvik edin.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

AİLEDE ÇOCUĞUN DİN EĞİTİMİ VE TERBİYESİ

Ailede Çocuğun Din Eğitimi ve Terbiyesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.