Üç Aylar Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesinin bugünkü konu başlığı “Manevî Huzur İklimine Girerken” oldu.

“Manevî Huzur İklimine Girerken” başlığıyla okunan cuma hutbesinde Üç Aylar’ın bereketi ve faziletinden bahsedildi.

İşte 12.02.2021 tarihli cuma hutbesi.

Muhterem Müslümanlar!

Üç ayların manevî iklimine yeniden ulaşmanın heyecanını yaşıyoruz. Yarın Ramazan’ın muştusu olan Receb ayının ilk günü. Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece ise Regâib Gecesi. Bizleri bu rahmet ve mağfiret mevsimine kavuşturan Yüce Allah’a hamd ü senalar olsun. İslam’ın eşsiz güzelliği ile gönüllerimizi buluşturan Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun.

Aziz milletimizin ve İslâm âleminin üç ayları ve Regâib Gecesi mübarek olsun.

Değerli Müminler!

Ömrümüzün her anı kıymetlidir. Ancak Cenâb-ı Hakkın, kullarına lütuf ve ihsanını bolca ikram ettiği özel vakitler vardır. Receb, Şaban ve Ramazan ayları, işte böyle birbiri ardına açılan bereket kapılarıdır. Bu müstesna zamanlar, maddî ve manevî kurtuluşumuza, ebedî huzur ve mutluluğumuza vesiledir.

Üç aylar, dünya telaşıyla rüzgâr gibi geçen ömrümüzü muhasebe etme imkânıdır. Tefekkür etme, özümüze dönme, kendimizle barışma, maneviyatımızı güçlendirme zamanıdır.

Kıymetli Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “De ki: Ey haddi aşarak kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”1

Öyleyse mübarek üç aylara ulaşmanın şükrü ile Yüce Allah’ın affına ve mağfiretine sığınalım. Hata, noksan, isyan ve aşırılıklarımızdan dolayı nedamet duyalım. Rabbimizin engin rahmetini umarak, yorulan ve paslanan gönül hanemizi tevbe ile arındıralım.

Aziz Müminler!

Bu mukaddes zamanlarda bütün varlığımızla Rabbimize yönelip, O’nun rızasını kazanmak için gayret edelim. Şefkatle kalbimiz yumuşasın, cömertlikle ruhumuz ferahlasın. Her türlü günahtan ve faydasız işten uzak durmakla nefsimiz arınsın. Şiarımız, ihlas ve samimiyetle yaşamak, iyilik ve takvada yarışmak olsun.

Sevgili Peygamberimizin niyazıyla dillerimiz ve gönüllerimiz duaya dursun: “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”2

Dipnotlar:

1. Zümer, 39/53.

2. Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, IV, 189; Ahmed b. Hanbel, I, 259.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

ÜÇ AYLAR NE ZAMAN BAŞLIYOR?

Üç Aylar Ne Zaman Başlıyor?

ÜÇ AYLAR’DA YAPILACAK DUA VE İBADETLER

Üç Aylar’da Yapılacak Dua ve İbadetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.