Terörün Zarar Verdiği Camiler İbadete Açıldı

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde terör saldırılarında zarar gören camiler, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çalışmasıyla onarılarak yeniden ibadete açıldı.

İlçede huzur ve güvenliğin tesis edilmesi amacıyla 13 Mart'ta sokağa çıkma yasağıyla başlayan ve 20 Nisan'da son bulan "Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Gülle Operasyonu"nun ardından, teröristlerin neden olduğu tahribatın ortadan kaldırılması için başlatılan çalışmalar devam ediyor.

Diyanet İşleri Başkanlığınca, ilçede terör saldırılarında hasar gören camiler, tadilatı yapılarak yeniden ibadete hazır hale getirildi. Onarılan camilere giden vatandaşlar, ibadetlerini yerine getiriyor.

Ağır hasar gördükten sonra yıkım kararı verilen dört camide de yıkım çalışması tamamlandı.

22 CAMİ ONARILDI

Camileri ziyaret ederek imamlardan bilgi alan Yüksekova Müftüsü Mehmet Korkut, ilçede hasar gören birçok caminin onarılarak yeniden ibadete açıldığını belirterek "22 camimizin onarımı yapıldı. İbadete hazır hale getirildi. Bu camilere 1 milyon 200 bin lira civarında kaynak aktarıldı. Bize yardımcı olan halkımızın tamamına teşekkür ediyoruz. Allah hepsinden razı olsun." dedi.

Korkut, Diyanet İşleri Başkanlığının yaraları sardığını, Müftülük olarak da ilçede 170 personelle hizmet verdiklerini aktardı.

Yüksekova'da 2'si yatılı 27 Kur'an kursu bulunduğuna işaret eden Korkut, "Bu kurslardan dördü, 4-6 yaş grubu dediğimiz Kur'an kurslarımızdan oluşuyor. Burada sıkıntılı dönemler geçti. Din hizmetlerini sunabilmek için elimizden gelen motivasyonu yaratma gayreti içerisindeyiz. Vatandaşlarımızla el ele vererek daha iyi işler çıkaracağız." diye konuştu.

Vatandaşlardan Abdulcabbar Kameri de ibadetlerini yerine getirmek için bir süre uzak yerlerdeki camilere gittiklerini, camilerin onarılmasıyla bu sorunun ortadan kalktığını kaydetti.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.