Teröre Rağmen İlçeyi Ezansız Bırakmadı

Terör operasyonlarının tamamlandığı ancak sokağa çıkma yasağının devam ettiği Mardin'in Nusaybin ilçesinde görevli imam, ilçede ezanın susmaması için beş vakit camiye giderek ezan okudu.

İlçede PKK'lı teröristlerin yakalanması, patlayıcılarla tuzaklanan çukurların ve barikatların bertaraf edilmesi, halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve emniyet unsurlarınca 14 Mart'ta başlatılan operasyonun sona ermesinin ardından ilçede güvenlik güçlerinin arama tarama çalışmaları sürüyor.

Sokağa çıkma yasağının devam ettiği ilçede görevli imam Ahmet Deniz, Nusaybin'in ezansız kalmaması için her vakit görev yaptığı Şeyh Reşit Camisi'ne giderek merkezi sistemden ezan okudu.

Okuduğu ezanlar operasyon süresince ilçede yankılanan Deniz, 1975 yılından beri imamlık yaptığını, son 20 yıldır Şeyh Reşit Camisi'nde görevini sürdürdüğünü söyledi.

Caminin çok küçük olduğunu 2010 yılında Nusaybin halkının desteği ile yeniden inşa edildiğini ve merkez cami haline geldiğini aktaran Deniz, "40 senedir imamım. Nusaybin semalarının ezansız kalmasına vicdanım tahammül etmedi. Ben de ezanı hiç kesmedim." dedi.

"ALLAH'A ŞÜKÜR NUSAYBİN EZANSIZ KALMADI"

İmamlığı çok sevdiğini, görevini yerine getirdiği için de çok mutlu olduğunu kaydeden Deniz, "Merkezi sistem olduğu için hem Nusaybin hem de köy camilerinde ezan okunmuş oldu. 'Allah'a ibadete gelin' çağrısından daha güzel hiçbir kelime yoktur. Onun için çok mutluyum. Kalbim çok rahat. Bu camide ezanı 5 vakit okudum. Yakın yerlerdeki cemaat de camiye geldi. Allah onlardan razı olsun." şeklinde konuştu.

Cami cemaatinden Faysal Tekin, 47 yıldır ilçede ikamet ettiğini belirterek, imam Deniz'i çok sevdiklerini söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.