Telefonun Işığı Kısa Boylu Olmanıza Neden Olabilir

Prof. Dr. Kotil, "Yatağına yatmış ergenlerin cep telefonu ışığı ile uyuması tehlikeli. Fazla ışıkta kalmak ergenlik döneminde boyun kısa kalmasına, beyninin daha az gelişmesine neden olabilir." dedi.

Türk Nöroşirurji Derneği Spinal ve Preferik Sinir Cerrahisi Grubu Başkanı Prof. Dr. Kadir Kotil, cep telefonunun çocukların gelişimine zarar verebileceğini belirterek, "Yatağına yatmış ergen çağda bir çocuğun cep telefonu ışığı ile yatağında uyuması kadar tehlikeli bir şey olamaz. Fazla ışıkta kalmak çocuğun ergenlik döneminde boyunun kısa kalmasına, beyninin daha az gelişmesine neden olabilir." dedi.

Tekirdağ'a bir konferans için gelen Kotil, uykunun insanın temel ihtiyaçlarından biri olduğunu ve gelişen teknoloji ile insanların uyku problemlerinin arttığını söyledi.

Cep telefonlarının insan gelişimine zarar verdiğini savunan Kotil, iyi bir gece uykusunun insan gelişimi için hayati önem taşıdığını ifade etti.

Kotil, cep telefonları ile fazla meşgul olunmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kafatası kapalı bir kutu gibi gözüküyor ama değil. Kafatasının içindeki beyin dışarı iki yolla açılıyor. Bunlardan biri göz. Fazla ışık bize zarar verebilir. Yatağına yatmış ergen çağda bir çocuğun cep telefonu ışığı ile yatağında uyuması kadar tehlikeli bir şey olamaz. Neden? Çünkü büyüme fazında karanlığa geçtiğimiz zaman beyin, melatonin denen bir madde salgılar. Melatonin karanlıkta salgılanır çünkü karanlık bizi büyüten bir şeydir. Karanlık insan neslini büyüten olgunlaştıran bir ortamdır ancak ışıkla gece 2-3'e kadar uykunuzu getirmeyen cep telefonuna sarılırsanız bu çocuk nereden büyüyecek? Buradan da beyin sağlığını etkileyecek ışık kaynağı olan cep telefonu hem de melatonin sentezini etkileyen başka bir faktör olarak karşımıza çıkıyor."

MELATONİN HORMONU KANSERDEN KORUYOR

Uykunun tamamen karanlık ortamda olması gerektiğini dile getiren Kotil, iyi bir gece uykusunun insanların günlük hayatını da düzene soktuğunu ifade etti.

Uykusunu yeteri kadar almayan insanlarda dikkatsizliğin de arttığını vurgulayan Kotil, "Fazla ışıkta kalmak, çocuğun ergenlik döneminde boyunun kısa kalmasına, beyninin daha az gelişmesine neden olabilir. Karanlık dünya size melatonin hormonunu sunuyor. Melatonin hormonu kanserden koruyor. Melatonin, bilinen en güçlü kanser önleyici maddedir. Melatonin karanlıkta salgılandığında çocuğu da büyütüyor. Yatağa yattıktan sonra cep telefonlarının kapanması gerekiyor." görüşünü dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.